Dünyaya meyletmedikçe!

Hasan-ı Basrî hazretleri buyururdu ki: “Âlimler, devlet adamlarının gözüne girmek için sevgi ile onlara meyletmediği müddetçe Allahü teâlânın koruması altındadırlar! Aksi halde Allahü teâlâ, yardımını onlardan çeker ve zâlim hükümdarları onlara musallat kılar da onlar kendilerine kötü bir şekilde zulmederler; aynı zamanda kalblerine dehşet ve korku salar.” Fudayl bin İyâd buyurdu…

Devamını oku

Amellerin kabulü, niyete bağlıdır

İnsanlar birbirlerinin yüzlerine bakar, Allahü teâlâ ise, kalbe ve niyete bakar. İnsanlar birbirlerinin ne yaptıklarına, Allahü teâlâ ise, neden yaptıklarına bakar. Bir işi ne için yaptığımızı en iyi bilen, Allahü teâlâdır. Dinin, İslâmiyyetin esası, niyete bağlıdır yani din demek, niyet demektir. Bütün ameller, bütün ibâdetler, niyete bağlıdır. Bir kimsenin ameli…

Devamını oku

İnsanları yanından uzaklaştırdı!

Ali Kazvânî hazretleri, Osmanlı devrinde Suriye’de yaşayan velîlerdendir. 1483 (H.888) senesinde Suriye’nin Hama şehrinde doğdu. 1548 (H.955) senesinde hac farîzasını yerine getirdikten sonra, Peygamber efendimizi ziyâret için Medîne’ye giderken, Mekke-i mükerreme ile Tâif arasında vefât etti… KENDİSİNİ GİZLERDİ!..Ali Kazvânî, Mekke-i mükerremede büyük âlim Abdülvehhâb-ı Şa’rânî ile görüşüp sohbette bulundu. Bu mübarek…

Devamını oku

Edep ve peki demek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet yolundaki Müslümanlar olarak, büyüklerimize karşı, birbirimize karşı, herkese karşı en önemli görevimiz, edepli olmaktır. Bu yolun büyüklerinin bize verdiği miras budur. İnsanın bu dünyada üstünlüğü, ilim ve edepledir. Üstünlük, malda, mülkte ve rütbede değildir. Şerefli olan, edepli ve dinini bilen insandır. Edep, haddini,…

Devamını oku

Mektûbât’ta sünnete uyma konusu -2-

Dünkü makâlemizde kısaca, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin Mektûbât’ındaki iki mektûbundan bahsetmiştik. O, Şeyh Dervîş’e yazdığı bir mektûbunda, “Kalbten, başkalarını sevmek pasını temizlemek için, en iyi ilâcın, sünnet-i seniyyeye [ya’nî İslâmiyyete] yapışmak olduğu”nu bildirmektedir: “Allahü teâlâ, sizlere selâmet versin! İnsan çeşit çeşit şeylere bağlı kaldıkça kalbi temizlenemez. Pis kaldıkça saâdetten mahrûmdur, uzaktır. “Hakîkat-i…

Devamını oku

Övülmekten hoşlanmazlardı!..

İslam büyükleri, ilimleri arttıkça kendilerini eksik, noksan görürler. Onlar, kişinin çoğu zaman âciz olduğunu bilirler. Bunun için, insanların, ilmi sebebiyle kendisine gösterilen alâka ve ders halkasının büyümesi, kendileri hakkında “O, ilmiyle âmil bir adamdır” veya “Bu memleketin en büyük âlimi odur” gibi sözlerin söylenmesi onları sevindirmez; aksine üzerdi. Aliyyül-Havvâs buyurdu ki:…

Devamını oku