Tevazu edeni Allah yükseltir

Anadolu velilerinden Şeyh Seyda hazretleri; fakir ve düşkün kimselerle oturur, onlarla yemek yer ve herkese de böyle yapmalarını tavsiye ederdi. Bir gün bir hamal gördü. Onu yemeğe davet etti. Üstü başı dağınıktı. Onun, yük taşımak için sırtında gezdirdiği ipi öperek helâl kazancın önemine işaret etti. Ve “Allah için tevazu edeni…

Devamını oku

Hak teâlâ lütfederse erersin!

Bir kimse Şeyh Seyda hazretlerine gelerek “Kurban, Allahü teâlânın rızasına nasıl erebiliriz?” dedi. Şeyh cevaben; “Cenâb-ı Allah lütfederse o zaman erersin” buyurdu. O kimse aynı soruyu ikinci ve üçüncü defa sordu ve aynı cevabı aldı. Yine tatmin olmadı. Bir daha gelip sordu. Büyük veli bu defa; “Bak Molla Muhammed! Kalbinin…

Devamını oku

Eğer o hakikaten veliyse!..

Bir gün Cizre kaymakamı, belediye başkanı, hâkim ve diğer vazifelilerden bazıları anlaşarak Şeyh Seyda’yı ziyarete karar verdiler. O, Serhadlı köyündeydi. O köye gittiler. Yolda konuşuyorlardı. “Eğer bu kimse hakikaten veliyse bize şunu yedirsin” diye her biri ayrı ayrı şeyler istediler. Öğleden sonra köye ulaşıp Şeyh Seyda’nın evine vardılar. Sohbete başladılar.…

Devamını oku

Bir kaz yollasam yolar mısın?..

Şah Veli Ayıntabi hazretleri, Gaziantep velilerindendir… Bir gün Gaziantep vâlisi, yardımcısıyla yolda yürürken câminin duvarını tamir eden Şah Veli’yle karşılaştı… Ona bir şeyler sorup cevaplarını aldı, sonra ayrıldı. Sonra yardımcısına “Biz ne konuştuk?” diye sordu. “Hiçbir şey anlamadım” deyince, “Yarına kadar anlamazsan, seni vazifeden alırım” dedi. Yardımcı geri döndü. Ve…

Devamını oku

Hamza’nın cesedini görmesin!

(Dünden devam) Hazret-i Safiyye “radıyallahü anhâ” o hain Yahudi’yi öldürdükten sonra eline “bir kılıç” alıp Uhud’un yolunu tuttu. Bu sırada Uhud karışmıştı. Eshab-ı kiram, kâfirlerin kalabalık oluşu ve Müslümanların dağılması üzerine geri çekilmeyi düşünüyorlardı. Bu ise mağlubiyetti. Ve hezimet demekti… Hazreti Safiyye durumu gördü. Elindeki kılıçla saldırdı küffara. Hem onlara…

Devamını oku

O, şehrin vâlisiydi, ama…

Eshab-ı kiramın büyüklerinden olan Said bin Âmir “radıyallahü anh”, Hazret-i Ömer’in emrine itaat ederek Humus’a vâli olarak gitti. Vazifeye başladı. Dikkatli ve âdildi. Fakir bir hayat yaşardı. Herkes bu hayatına şaşırıp hayret ediyordu! Hazret-i Ömer, Şam’a teşrif etti. Oradan da Humus’a geçti. Fakirlerin listesini istedi. Hazırlayıp verdiler. Halife listeyi aldı.…

Devamını oku