Bu makamda, son vaazımdır!..

Muhammed Nasuhi Efendi, 1718 senesi şaban ayının son haftası, vaazında “Bu makamda son vaazımdır” buyurdu. Ve cemaate veda etti. Dergâhlarına geldi. Onlara da veda etti. Bunu işiten talebeleri “Herhâlde hocamız Kastamonu’ya gidip oradaki büyükleri ziyaret edecek” dediler. O hafta hastalandı. Ramazanın ilk günleriydi… Bir gece evden çıktı. Bahçesinde dolaşıyordu ki, hanımı…

Devamını oku

Bu kimse benim misafirimdir

Selman-ı Farisi (radıyallahü anh), öleceği vakit ağladı! Yakınları geldiler. Sebebini sordular. Cevabında; “Dünyadan ayrıldığım için ağlamıyorum. Resûl-i Ekrem Efendimiz bana; ‘Dünyadan ayrılırken sermayeniz bir yolcunun yol azığından fazla olmasın’ buyurmuştu. Ben bu tavsiyeye uyamadım, onun için ağlıyorum” dedi. ● ● ● Bir gün bir misafiriyle bir yere gidiyorlardı. Bir ara…

Devamını oku

Gidin, beni affetmesini söyleyin

Anadolu’da yetişen ve Anadolu’yu aydınlatan evliyanın meşhurlarından Mustafa Safi Efendi, Bolu’ya, insanları irşat için geldiği ilk sıralarda orada meşhur biri vardı. Hâfız Kavvam Efendi. Kendini beğenirdi. Safi Efendi’yi sevmezdi. Hatta onu kötülerdi. Hakkında “dedikodu” yapardı. Onun bu uygunsuz davranışını, Mustafa Safi Efendi duydu. Ve hâliyle üzüldü. Onu huzuruna çağırıp nasihat…

Devamını oku

Aman efendim ben kimim ki?

Anadolu’da yetişen evliyanın meşhurlarından Mustafa Safi Efendi’nin türbesi inşa ediliyordu. Bu işle meşgul olanlar, bu büyük zatın kabri yanında, ona karşı lâzım olan edebi tam göstermiyorlardı. Ayaklarını uzatıyorlardı. Edepsizce oturuyorlardı. Yine bu kabir yanında ayaklarını uzatıp oturdukları sırada, Safi Efendi’nin ruhaniyeti onlara gözüktü. Acı acı tebessüm etti. Ve onlardan birine…

Devamını oku

Ey Hatun! Senin sığırın sağdır

Evliyanın büyüklerinden Pîr Muhammed Erzincani hazretlerinin köyünde bir kadıncağızın ineği akşam evine dönmedi. Kadın, ineğini, Şeyh Muhammed hazretlerinin talebelerinden birinin aldığını zannetti. Onlara su-i zan etti. Hatta dergâha gitti. Bazı sözler sarf etti. Bunun üzerine Pîr Muhammed Erzincani hazretleri, kadına hitaben “Ey Hatun! Senin sığırın sağdır, dağda kalmıştır, hele yarına kadar…

Devamını oku

Uzun boylu ve nur yüzlüydü

Anadolu’da yetişen evliyanın büyüklerinden olan Müştak Baba, uzun boylu, geniş göğüslü, nurani yüzlü, elâ gözlü, çekme burunlu, heybetli, sohbeti hoş bir zattı. Çok da cömertti… Vermeyi severdi. Hakkâri beylerinden olduğu hâlde dünya malı ve rütbelerinden yüz çevirmiş, babalarından kendilerine kalan yirmi yedi köyde ne kadar mal varlığı varsa hepsini terk etmiş,…

Devamını oku