BİR RAMAZAN AYININ HATIRLATTIKLARI…

Yılın on iki ayından biri var ki, diğerlerinin hiçbiri bunun kavuştuğu alâkaya sahip değildir. Müslümanların “On bir ayın sultanı” adını verdiği Ramazan ayı, gündüzleri tutulan oruç ve geceleri topluca kılınan teravih namazları ile diğer aylardan farklılık gösterir. “Ramazan” kelimesi, eski Arapça’da güneşin hararetinin kuma ve taşa şiddetle tesir etmesi demektir.…

Devamını oku

PADİŞAH YEĞENLERİ

Osmanlı hânedanı denince akla hep padişahların oğulları ve kızları gelir. Padişah kızlarının evliliklerinden de soy yürümüş; bunlardan bazısı günümüze kadar gelmiştir. Hânedanlarda soy ekseriya erkekten yürür. En büyük oğul, unvanı ve varsa tâcı alır. Hükümdarın oğlu yoksa, kızı olsa bile, taht en yakın erkek akrabaya geçer. Fransa ve Almanya’da böyledir.…

Devamını oku

AYASOFYA EFSANELERİ

İstanbul’un sembollerinden biri olan Ayasofya’yı, Roma İmparatoru Constantinus 360’da ahşaptan yaptırdı. Nika İsyanı sırasında (532) yanınca, İmparator Iustinianus kârgir yaptırdı. 537’de ibadete açıldı. Şimdiki bina budur. Aya+Sofia, “ilahi hikmet (bilgi)” demektir. Bu da Hazret-i İsa’nın bir vasfıdır. Rivayete göre Iustinianus, rüyasında bir azizin, kendisine gümüş bir levha üzerinde Ayasofya’nın resmini…

Devamını oku

TÜRKLER, KENDİNE SIĞINANI GERİ VERMEZ!

Osmanlı vatanı, vaktiyle inançları, ırkları, gelenekleri sebebiyle baskıya uğrayanların sığınağı idi. Asırlarca Osmanlı ülkesi, Müslüman ve gayrımüslimlerin huzur ve emniyet içinde yaşadığı bir vatan olmuştu. Dünya Müslümanları, dârülislâm olarak gördükleri Osmanlı ülkesine hicret etmek istedikleri zaman, Osmanlı hükümeti kapılarını açmakta tereddüt etmemiştir. Kırım, Balkanlar ve Kafkasya’nın istilâsı üzerine, buradaki Müslümanlar,…

Devamını oku

VAKTİYLE DÜNYA BU ODADAN İDARE OLUNURDU!

Topkapı Sarayı avlusundaki Kubbealtı’nda toplanan Divan-ı Hümayun, bir zamanlar üç kıtaya kol salan Osmanlı Devleti’nin idaresinin kalbi idi. Şimdilerde bir mobilya tabiri olan divan, eskiden devletin idare edildiği meclislerin ismiydi. Divan, Farsça devler demektir. Rivâyete göre küçük bir İran prensi sarayda gezerken, vezirlerin toplandığı odaya girmiş. Haşmetli kıyafetleriyle toplantı yapan…

Devamını oku

BİR BARDAK ÇAYDA KOPAN FIRTINA

Zaman, nice sofra geleneğimizi alt etti. Bir tek çay direniyor. Hem de gücünden bir şey kaybetmeksizin. Kültürümüze geç girdiği için olsa gerek. İstanbul, çay ile 1856’da Kırım Harbi münasebetiyle gelen Avrupalılar vasıtasıyla tanıştı. Sefaretlerin çay partileri, halkın ileri gelenleri arasında da moda oldu. Artık misafire, kahveden sonra, çay da ikram…

Devamını oku