İstanbul hatırası

iyah örtülü ayaklı fotoğraf makineleri sadece vesikalar fotoğraflar çekmekle kalmaz; arkası manzaralı, desenli veya “İstanbul Hatırası” yazan hususi resimler de çekerdi. Muayyen vesilelerle giyinip süslenip fotoğraf stüdyolarına giderek “resim çıkartmak” âdet olmuştu. Yeni evliler, çocukları ile beraber aileler, birbirini çok seven arkadaşlar resim çektirirdi. İşi bilenler kameraya bakmaz, gözlerini ufka…

Devamını oku

Girit bizim canımız feda olsun kanımız!

Yurt dışında yaşayan insanların millî hassasiyetlerinin daha fazla olduğu malumdur. Geçenlerde okuduğum bir kitapta bunu teyid eden bir hatıraya tesadüf ettim. Andreas Nenedakis, Büyükbaşlar 1922 adlı eserinde çocukluğunun Girit’ini anlatıyor. Bu kitapta belki basit ama hisli bir pasaj var. Okuyucularla paylaşmak istedim: Başlar eğik, gözler nemli “Babam 1912 tarihinde Osmanlıların…

Devamını oku

Avrupalıları kağıt ile Müslümanlar tanıştırdı

Eskiler, yerde gördükleri bir kâğıt parçasını hürmetle kaldırır, bir duvar sövesine koyardı. Bunun sebebi, kâğıdın mushaf yazmak gibi mukaddes bir işte kullanılmasıdır. Kâğıt, aynı zamanda hakkın da güçlü destekçisidir. PARA YERİNE KÂĞIT Üzerine yazı yazılabilecek malzeme, insanlar için her zaman yazıdan bile mühim olmuştur. Mısırlılar, papirüs bitkisinden elde ettikleri adlı…

Devamını oku

Yeni bayramlarda eski tat!..

İnsanda muhafazakâr bir taraf var. Zaman geçtikçe eskiyi hep iyi hatırlar; her şeyin eskisini özler. Bu yüzden hep ‘Nerede o eski bayramlar’ der. Eskiden beşerî münasebetler daha iyiydi. Şimdi şartlar değişti, modernleşme hayatımızı değiştirdi. Bir sokakta herkes herkesi tanır, birbirine gider, gelirdi. Şimdi sitelerde, yüzlerce dairelik bloklarda kim kimi tanır?…

Devamını oku

İstanbul’daki fotoğrafçıların eşi benzeri yoktu

Memleketimize fotoğraf makinesinin gelişi 1842 tarihidir. Bu yeni buluş gazetelerde duyurulmuştur. İlk fotoğraf stüdyosu 1842’de Beyoğlu’nda fotoğrafın kâşifi Daguerre’in çırağı Compa tarafından açılmıştır. Gazete malumatına nazaran “Güneşte 6 saniyede, güneşsiz havada yarım dakikada işini bitirmektedir”. 1845’te İtalyan Carlo Naya, 1850’de de Rum Basil Kargopulo Pera’da (Beyoğlu) stüdyo açtı. 1858’te Bayezid’de…

Devamını oku

Hazret-i Peygamber neden çok evlendi?

  RESULULLAH, KADINLARA TEBLİĞ VAZİFESİNİ, ZEVCELERİ VASITASIYLA YERİNE GETİRİYORDU   Garb, öteden beri Şark’ın harem hayatına alâka duymuş; bazen gıpta, bazen tenkit etmiştir. Hazret-i Peygamber’in çok evliliği de dillerinden düşmemiştir. Filozof Voltaire’in Zenobia piyesi, bu yolda yazılmıştır. Sultan Hamid bu gibi piyeslerin oynanmasını diplomatik yollarla önlerdi. Tevrat ve İncil’de anlatıldığı…

Devamını oku