Ramazan gecelerinin ziyneti: TERAVİH NAMAZI

Cemaatle kılınan bu namaza kadınlar ve çocuklar da çok rağbet gösterirdi. Orucun değil, ramazanın sünneti olduğundan, özürle oruç tutmayanlar da terâvihe devam ederdi. Hele iftarda yemeği ağır kaçıranlar için de, ayrıca güzel bir idman ve hazım vesilesi olurdu. Bir ramazan gecesi Hazret-i Peygamber mescidde kılmış; eshabı da cemaat olmuştur. Dört…

Devamını oku

Kiralık kasaların atası: BEDESTEN

Sultan Fatih’ten kalma Kapalı Çarşı’daki iç bedestenden bir görünüm. Amadeo Preziosi’nin fırçasından bedesten (1853) Bedesten, Şark şehirlerinde kapalı manifaturacılar çarşısıdır. Adı bezzazistan‘dan gelir. Bezzaz, manifaturacı demektir. Nitekim İstanbul’da Sultan Fatih’in yaptırdığı bedestenin vakfiyesinde sûkü’l-bezzâzîn=bezzazlar çarşısı diye geçiyor. O devrin kıymetli eşyası kumaş idi. Sonraları her kıymetli şey burada alınıp satılır…

Devamını oku

Azınlık ekseriyete hükmediyor

Ne fazla suyu vardır, ne münbit arazisi… Petrol bulunmaz. Ama Suriye tarihin eski çağlarından beri hep bir cazibe merkezidir. Yüksek medeniyetlerin beşiğidir. Müslümanlardan evvel Bizans toprağıydı. Şam, tarihin en büyük ve zengin imparatorluklarından birinin payitahtı oldu. Müslümanlar sanattan, medeniyetten anlamaz diyen Romalılara karşı, Emevi halifesi Velid, İstanbul’dan getirttiği ustalara muazzam…

Devamını oku

Oruç, önceki milletlerin hepsinde vardı

  Kur’an-ı kerimde orucun önceki ümmetlere farz kılındığı anlatılır. Hazret-i Peygamber de Ehl-i kitap ile Müslümanların orucu arasındaki farkın sahur yemeği olduğunu söyler. Oruç, Rabbe yönelişi kolaylaştıran bir arınma olarak görülmüştür. Hazret-i Peygamber Medine’ye geldiğinde, buradaki Yahudilerin, Muharrem ayının 10. günü olan Âşûre gününde oruç tuttuklarını gördü. Sebebini sorunca, firavunun…

Devamını oku

Mahkeme sicillerinde koca bir tarih yatıyor

Mahkeme kararları İslâmiyetin ilk devirlerinden beri yazıya geçirilmiştir. Halife Hazreti Ali zamanında Basra Kadısı Ebu Musa el-Eş’arî baktığı bazı davaları tescil ederdi. Hicrî 40 yılında Halife Hazreti Muaviye tarafından Mısır’a kadı tayin edilen Süleym bin Itr, bir miras davasında hükmetti. Sonra vârislerin bu hükmü görmezlikten gelerek meseleyi tekrar mahkeme önüne…

Devamını oku

Aile adından soyadı mı olur?

1934 tarihli SOYADI KANUNUNUN ENTERESAN HİKAYESİ 1934 tarihli Soyadı Kanunu’nun 3. maddesi yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı alınmasını yasaklıyor. Burada kasdedilen belki İngiliz, Arnavut gibi ırk isimleriydi. Ama 6 ay sonra kanunun tatbikatı için çıkarılan nizamnamenin 5. maddesi “Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” diyerek bu tevili boşa çıkarmaktadır.…

Devamını oku