İslâmiyet garîb olarak başladı

Peygamber efendimize Peygamber olduğu bildirildiği zamân, insanlar, doğru yoldan ayrılmış, ilâh diye, kendi elleri ile yaptıkları putlara tapmakta idi. Bu sebeple Peygamber efendimizin bildirdiklerine inanmadılar, inkâr ettiler, inananlara da zulüm, işkence yaptılar. İşte İslâmiyetin başlangıcında, insanların çoğu, Müslümânlığı bilmedikleri, onu yadırgadıkları gibi, âhir zamânda da insanlar, dinden, İslâmiyetten uzaklaşırlar ve…

Devamını oku

İmâm-ı a’zam da insandı ama…

Zamanımızda kendilerine din adamı süsü veren bâzı kimseler, din büyüklerini gözden düşürmek ve böylece, kendi câhilliklerini örtmek için, “onlar da bizim gibi insândı” diyerek bu din büyüklerini hafife almaya çalışmaktadırlar. Bu hafife almaya çalıştıkları din büyüklerinden birisi de, İmâm-ı a’zam hazretleridir. İşin içyüzünü bilmeyenler de, bunların sözlerine maalesef kanmaktadırlar. Mir’ât-ül-kâinât…

Devamını oku

Mübârek zamanları fırsat bilmelidir

İslâm dîninin kıymet verdiği mübârek ay, gün ve geceler, Müslümânlar için birer fırsattır. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, bâzı aylara, gün ve gecelere kıymet vermiş, bu zamanlarda yapılan duâları ve tövbeleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibâdet yapması, duâ ve tövbe etmeleri için bu mübârek zamanları sebep kılmıştır. Bunun…

Devamını oku

İnsan, keyif sürmek için yaratılmadı

 İnsânın yaratılması, sâhibini, yaratanını tanıması, Ona kulluk etmesi içindir. Vezzâriyât sûresinin 56. âyetinde meâlen; (İnsanları ve cinni, yalnız bana ibâdet etmeleri için yarattım) buyuruldu.  İbâdet de, kalbin ve rûhun kırıklığı, kendini aşağı bilmesidir. İnsanın yaratılması, kendini hakîr bilmesi, aşağı görmesi içindir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, bir talebesine hitaben buyuruyor ki: “Bütün…

Devamını oku

Hiç kimsenin ameli zâyi olmaz

Allahü teâlânın kullarına olan ihsânları ve teklifleri, herkese eşit değildir. Meselâ, bâzı mü’min kullarına zenginlik verir, ona hac yapmasını emreder. Bâzı mü’min kullarına fakîrlik verip, ona hac yapmasını emretmez. Kimine, güç, kuvvet ve sıhhat verip, oruç tutmasını emreder. Kuvveti ve sıhhati müsâit, uygun olmayanların da sonra tutmalarına izin verir. Kimi…

Devamını oku

Annemden doğduğumdan beri yolcuyum!..

İnsan, bu dünyada bâki, devamlı kalıcı değildir. İnsana belli bir ömür verilmiştir, o ömür de, her ân tükenmekte, azalmaktadır. Bunun için insan, niçin yaratıldığını, bu dünyaya gönderilişin sebebini, maksadını iyi anlamalı ve ona göre kendisine verilen ömrü kullanmalıdır. Lokman Hakîm hazretleri, oğluna nasihat ederek buyurur ki: “Ey oğul! Ateş gelirken…

Devamını oku