Bu dünyada herkes yolcudur

Bu dünyada herkes yolcudur hem de âhıret yolcusudur. Hiç kimse kalıcı değildir. Bunun için dünyâya her gelen, istese de, istemese de, gitmektedir. Zaten doğmak, dünyaya gelmek, gitmenin yani ölümün habercisidir. Sa’dî-i Şîrâzî hazretleri; “Ey kardeş! Bu dünyâ kimseye kalmaz. Gönlünü, her şeyi yaratan Allahü teâlâya bağla. Sana bu kâfidir. Dünyâ…

Devamını oku

İnsanları incitmek haramdır!..

Kalb, carullahtır yani Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalb gibi yakın bir şey yoktur. Bu sebeple kalbin incitilmesinden kaçınmak lâzımdır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:  “Kalb, Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. Mü’min olsun, âsî olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir. Çünkü, âsî olan…

Devamını oku

Hiç kimseye bedduâ etme!

Bedduâ, bir kimsenin kötülüğünü, Allahü teâlânın af ve merhametinden mahrum olmasını, ihânet edenlerin veya kötülüklerin gerektiği cezâya çarptırılmasını istemek demektir.  Müslümân, hayırlı olur, herkese iyilik eder. Kendisine kötülük yapanlara iyilikle karşılık verir. Şayet iyilik yapamazsa, hiç olmazsa sabreder. İnsanlara eziyet, zulüm yapmaz, bedduâ etmez ve kimsenin de kendisine bedduâ yapmasına…

Devamını oku

Gerçek tevekkül sahipleri…

Tevekkül, meşrû sebeblere yapışarak, bütün işleri Allahü teâlâya ısmarlamak, Ona güvenmek, teslim olmak anlamındadır. Kalbin, her işte Allahü teâlâya îtimâd etmesi, güvenmesi demektir. Muhammed Bâkî-billah hazretleri buyuruyor ki:  “Tevekkül, sebebe yapışmayıp, tembel oturmak değildir. Çünkü böyle olmak, Allahü teâlâya karşı edepsizlik olur. Müslümanın meşrû olan bir sebebe yapışması lâzımdır. Sebebe…

Devamını oku

Nefsine değil, aklına uyan kurtulur

Allahü teâlâ, insanların ve hayvanların, yaşayabilmeleri ve üremeleri için, onlarda iki kuvvet yaratmıştır. Bunlardan biri, muhtâç oldukları, lezzet aldıkları şeyleri istemek, onlara kavuşmak kuvvetidir ki bu kuvvete, şehvet denir. İkincisi ise, yaşamalarına zarârlı olan, canlarını yakan şeylerden kaçmak, bunlara karşı savunmak kuvvetidir ki bu kuvvete de, gadab denir. Allahü teâlâ,…

Devamını oku

Peygamberlik, çalışmakla ele geçmez

Peygamberler, insanları, Allahü teâlânın beğendiği yola kavuşturmak, doğru yolu göstermek için gönderilmişlerdir. Zaten Peygamberlere inanmak, îmânın şartlarındandır. Resûl, lügat, sözlük olarak, gönderilmiş zât ve haberci demektir. İslâmiyette resûl demek, yaratılışı, huyu, ilmi, aklı, zamânında bulunan bütün insanlardan üstün, kıymetli, muhterem bir zât demektir.  Peygamberlerin hiçbir kötü huyu, beğenilmeyecek hâli yoktur.…

Devamını oku