Tasavvuf, herkesin yükünü çekmektir

Rehber yani mürşîd, insanı Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşturan vâsıtadır. Maksat, Allahü teâlâdır. Rehberden feyiz almak için, rehberi sevmek, bildirdiği şekilde hareket etmek kâfidir. Rehber ile bulunanların, îmânları kuvvetlenir. İslâmiyete uymak isteği hâsıl olur. Rehberin sözleri, hâlleri, hareketleri, ibâdetleri hep islâmiyete uygun olur. Böylece ona uyan, onu dinleyen, Resûlullah efendimize…

Devamını oku

Dünya ibret yeridir, tamir yeri değil

Dünyâ ile âhıret birbirinin zıddıdır. Birini sevindiren, ötekini incitir. Dünyâya kıymet veren, âhıreti gücendirir. Dünyâyı beğenmeyen de, âhırete kıymet vermiş olur. Her ikisine birden kıymet vermek veyâ her ikisini aşağılamak olamaz. İki zıt şey bir araya getirilemez, ateş ile su bir arada bulundurulamaz. Resûlullah efendimiz; (Dünyâ ve âhıret, birbirinin zıddı,…

Devamını oku

Şer eken, pişmanlık biçer!..

İslâmiyetin yasak ettiği şeylerden sakınmak, hudûdu aşmamak ve emrettiklerini yapmak, gaflet uykusundan uyanmak lâzımdır. Ecel gelince, insan uyanacak, gözleri açılacaktır. Fakat o zamân pişmânlık işe yaramayacaktır. Rezîl olmaktan başka, ele bir şey geçmeyecektir. Her insan için ölüm yaklaşmaktadır. Âhıretin çeşit çeşit azâbları, insanları beklemektidir. İnsan öldüğü zamân, kıyâmeti kopmuş demektir.…

Devamını oku

Güceniklik bize, gönül almak sana…

Dinimiz, insanlara merhametle muâmele etmeyi, her hususta adâletli olmayı emretmektedir. İnsanın önce kendisine, hareketlerine, bütün uzuvlarına karşı adâletli olması lâzımdır. İkinci olarak, çoluk çocuğuna, komşularına, arkadaşlarına adâlet yapması lâzımdır. Devlet adamlarının da, millete adâlet yapması lâzımdır. Demek ki, bir insanda adâlet huyunun bulunabilmesi için, önce kendi hareketlerinde, uzuvlarında adâlet bulunmalıdır.…

Devamını oku

Tasavvuf, İslâmiyete uymaktır

Her Müslümânın, kalbinden bütün kötü huyları çıkarıp, iyi ahlâkı yerleştirmesi lâzımdır. Birkaçını çıkarıp, birkaçını yerleştirmekle, insan güzel huylu olmaz. Tasavvuf, insanı bu kemâle kavuşturan yoldur. Böyle olmayan yola, tasavvuf denmez. Her ilmin, her sanatın sahteleri, bozukları olduğu gibi, dinden, İslâmiyetten, İslâmiyetin güzel ahlâkından haberleri olmayan sahtekârlar, yalancılar, kendilerini tarîkatcı, şeyh…

Devamını oku

İslâm dininde zorlama yoktur

Müslümânlar hiçbir zamân, Hıristiyanların devamlı yaptıkları gibi, zorla veyâ maddî kazançlar vâdederek bir insanı Müslümân yapmaya teşebbüs etmemişlerdir. Kim isterse, seve seve Müslümân olmuştur. Tatlı, yumuşak, mantıkî, akla uygun sözlerle ve güzel ahlâk, iyi hareketlerle, gayr-i müslimlerin seve seve Müslümân olmalarına sebep olunmuştur. Zaten Bakara sûresinin 256. âyetinde meâlen; (Dinde…

Devamını oku