Müderris Taşköprüzâde Ahmed Efendi

Taşköprüzâde Ahmed Efendi Osmanlı âlimlerindendir. 901 (m. 1495)’de Bursa’da doğdu. Bursa ve İstanbul’daki birçok hocalardan dersler alıp, eğitimini tamamlayarak  çeşitli medreselerde müderrislik yaptı. 968 (m. 1561)’de İstanbul’da vefat etti.  “Miftâh-üs-sa’âde adlı eserinden alınan bazı bölümler:
İlmin faziletini ve ilim öğrenmenin ehemmiyetini anlatırken diyor ki: Allahü teâlâ, Zümer sûresi dokuzuncu âyetinde; “Hiç bilenlerle bibniyenler bir olur mu?” buyuruyor. Peygamber efendimiz de (sallallahü aleyhi ve sellem); “Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir” buyurdu. Yine buyurdu ki: “Kıyamette âlimlerin, kaleminden çıkan mürekkep, şehidlerin ve mücahidlerin kanıyla tartılır” ve “Kıyamette üç seçkin zümre, Allahü teâlâ katında şefaat makamına nail olurlar. Bunlar; Peygamberler, âlimler ve şehidlerdir.”
Ne büyük bir derece ve üstün makamdır ki, Peygamberliğin altında, şehidlik mertebesinin üstünde bulunuyor. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “İlim öğrenmek için yola çıkıp, zorluk ve tehlikelere katlananı, Allahü teâlâ, Cennete götüren yola kavuşturur.”
“İlim öğrenmek, kadın-erkek her mü’mine farzdır.”
“İlim Çin’de de olsa gidip öğreniniz” yani ilim öğrenmek için çalışınız…
Ebû Derdâ (radıyallahü anh) “İlimden bir mes’ele öğrenmeyi, gece sabaha kadar ibadet etmekten çok severim” ve “Sen, ya âlim ol, ya ilim talebesi ol, yahut da dinleyici ol. Bu üç sınıfın dışında, dördüncü sınıftan olma ki, helak olursun” buyurdu.
Abdullah bin Abbas (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Hayır öğretenler için her şey istiğfar eder. Hatta denizdeki balık bile.”
İlim öğrenmenin şartları ve ilim ehlinin vazifelerini anlatırken de buyurdu ki: “Çocukları ilim öğrenmeye, bilhassa Kur’ân-ı kerîmi ezberlemeye teşvik etmelidir. Çünkü küçük yaşta ezberlemek, taş üzerindeki yazı gibidir. Gençlik geçtikten sonraki gayret ve çalışma, su üzerindeki yazı gibidir. Küçüklere, akıllarının alabileceği kadar ders vermelidir. Bunların ötesinde çok ince ve derin bilgiler de vardır diye onlara söylememelidir. Çünkü böyle sözler, onların anlayışlarını bozar. Onlara, sizin öğrendiğiniz ilimler, gaye ve maksadın kendisidir anlayışını vermelidir.”

Comments are closed.