Abdullah bin Mübârek hazretlerinin derslerine, günahkâr ve kötü huylu bir kimse de geliyordu. Fakat bir aralık gelmez oldu.
Abdullah bin Mübârek hazretleri çok üzüldü onun derslere gelmeyişine!
Yakınları;
“Efendim, o kötü biriydi. Niçin üzülüyorsunuz?” dediler.
Büyük velî;
“O zavallı bizden ayrıldı, ama ‘kötü huyları’ ondan ayrılmadı. Hâlbuki yanımızda az daha kalsaydı, ‘kötü huyları’nı burada bırakıp da tertemiz giderdi. İşte ona üzülüyorum” buyurdu.
● ● ●
Bir gün de bu zâta;
“Bize, namazın üstünlüklerinden biraz bahseder misiniz efendim” dediler.
Cevabında;
“Doğru kılınan bir namaz, peygamberlerin sünneti, meleklerin sevdiği, yerin ve göklerin nûru, bedenin kuvveti, rızkın berekâtı ve duânın kabulü, ölüm meleğine şefâatçi ve kabirde ışık, Münker ve Nekir’e cevaptır” buyurdu.
● ● ●
Bir gün de sohbetinde;
“Yapılacak en mühim iş, imanını Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği gibi düzeltmektir” buyurdu.
Sordular ki:
“Sonra ne mühimdir efendim?”
Cevabında;
“İmandan sonra en mühim emir, beş vakit namazdır. Beş vakit namaz kılmak, her Müslümana farz-ı ayndır ve kılmamak büyük günahtır” buyurdu.