“Bir mümin, tanıdığı bir müminin kabrine gelip selam verince, onu tanır ve cevap verir.”
Sual: Ölen bir kimsenin kabri ziyaret edildiği zaman, ziyaret eden ile kabirdeki kimsenin ruhları karşılaşıp, birbirinden faydalanabilirler mi?
Cevap: İbin Kemâl Paşa hazretlerinin yazdığı kırk hadîs-i şerîf, Muhammed Nitâî hazretleri tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Bu tercümenin onsekizinci hadis-i şerifinde;
(Bir işinizde şaşırırsanız ölmüşlerden yardım isteyiniz!) buyuruldu. Şeyh-ul-islâm Ahmed Efendi, bu hadîs-i şerîfi açıklarken buyuruyor ki:
“Ruhun bedene bağlanması, kuvvetli bir aşk ile olmuştur. İnsanın ölmesi, ruhun bedenden ayrılması demektir. Fakat, ruh ayrıldıktan sonra, bu aşkı bitmez. Ruhun bedene olan sevgisi, kuvvetli çekmesi, öldükten sonra, uzun zaman bitmez. Bunun içindir ki, ölülerin kemiğini kırmak, mezarı üstüne basmak yasaktır.
Bir insan, kuvvetli, olgun ve tesiri çok olan bir zatın mezarı yanında durup, o toprağı ve o zatın bedenini düşünse, o zatın ruhunun, bedenine ve dolayısı ile, o toprağa bağlılığı olduğundan, bu iki ruh karşılaşır. Gelen insanın ruhu, o zatın ruhundan çok şeyler edinir ve güzelleşir, olgunlaşır.”
İmâm-ı Fahreddîn-i Râzî hazretleri, Metâlib-i âliyye ve Zâd-ı Me’âd kitaplarında diyor ki:
“Gelen insanın ruhu ile, kabirdeki zatın ruhu, birer ayna gibidir. Birbirinin karşısına gelince, herbirinin ışığı, ötekinde akseder, yansır. Gelen kimse, o toprağa bakıp, Hak teâlânın büyüklüğünü, öldürmesini, diriltmesini düşünüp, kaza ve kaderine razı olup, nefsi kırılırsa, ruhunda marifet, feyiz hasıl olur. Bunlar, o zatın ruhuna sirayet eder. Bunun gibi, o zat, öldükden sonra, ruh âleminden ve rahmet-i ilâhîden ona gelmiş olan ilimler, kuvvetli eserler, onun ruhundan, gelen insanın ruhuna sirayet eder, geçer.”
El a’lâm kitabında deniyor ki:
“Peygamberlerin ruhları diledikleri yerlerde ve kabirlerinde zuhur eder. Kabirlerinde her an bulunmadıkları gibi, hep de ayrı kalmazlar. Kabirleri ile ilişkileri ve o toprağa ayrı bir bağlılıkları vardır. Bunun için, onları ziyaret etmek müstehabdır.
Her Müslümanın ruhu ile kabri arasında, devamlı bir bağlılık vardır. Kendilerini ziyaret edenleri anlarlar. Selamlarına cevap verirler. Hadîs-i şerîfte;
(Bir mümin, tanıdığı bir müminin kabrine gelip selam verince, onu tanır ve cevap verir) buyuruldu.”