Arabistan’da, Terim’de doğan, fıkıh âlimi ve evliyanın büyüklerinden Üstad-ül-âzam hazretlerinin hizmetçisi, Afrikıyye’ye uzun bir yolculuğa çıktı. Ancak uzun zaman geçtiği hâlde geri dönmedi.
Ailesi merak ettiler…
Bir müddet daha geçti…
“Öldü” haberi geldi.
Ailesi, kesin olmayan bu haber karşısında ne yapacağını şaşırdı!
Nihayet ümitlerini kesip Üstad-ül-âzam hazretlerinin yanına gelerek çok zor durumda olduklarını, merak ettiklerini, ne yapmaları gerektiğini sordular.
O, başını önüne eğdi.
Bir miktar tefekkür etti…
Sonra başını kaldırıp “Hizmetçimiz ölmemiştir” buyurdu.
Ailesi çok sevindiler…
Fakat inanamadılar.
O, bunu anlayınca;
“Biraz önce Allahü teâlânın izniyle cenneti gördüm. Orada hizmetçimizi göremedim… Merak etmeyin, talebemiz sağdır, ölmemiştir” buyurdu.
Bu defa inandılar.
Ve rahatladılar…
Bu hadiseden bir müddet sonra o kimsenin hayatta olduğu haberi geldi. Az bir zaman sonra da kendisi geldi.
● ● ●
Bu zat, bir sohbetinde “Kardeşlerim! Yaptığınız iyilikleri ve size yapılan kötülükleri unutun. İki şey de var ki onları hiç unutmayın” buyurdu.
“Onlar nedir?” dediler.
Cevabında;
“Allahü teâlânın sizi her an, her yerde gördüğünü ve ölümü unutmayın” buyurdu.