“Şu koyunu al, bana getir!..”

“Şu koyunu al, bana getir!..”



Ali el-Harîrî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Şam’da yetişen büyük velîlerdendir.

Büyük âlim Takıyyüddîn bin Salâh, Ali el-Harîrî hazretlerini ziyârete geldi. Ali el-Harîrî;

“Misâfirimize bir şey ikrâm etmemiz lâzım” dedi.

O sırada bir “koyun sürüsü” geldi o havâliye, yayıldılar.

Bu zât, bir gence;

“Git, şu koyunlardan kendisi ve kuyruğu iri olan alaca renkli koyunu getir!” buyurdu.

Takıyyüddîn kalbinden;

“Bu koyunu yemek câiz olmaz. Onlar yese de, ben yemem” diye düşündü…

Koyunu kestiler.

Sonra pişirdiler.

O anda nefes nefese biri gelip;

“Az önce buradan bir koyun sürüsü geçti mi?” diye sordu.

Dediler ki:

“Niçin soruyorsun?”

“O sürüde, iri kuyruklu, alaca renkli bir koyunu, Ali Harîrî hazretlerine ve sevdiklerine yedirmeyi nezretmiştim” dedi.

Oradakiler;

“Bahsettiğin koyun, şu sofradaki koyundur” dediler.

O kişi çok sevinip;

“Çok şükür, isâbet olmuş.

Koyun, sâhibini bulmuş!” dedi.

Takıyyüddîn;

“Tövbeler olsun” dedi.

Çok pişmân oldu.

Ve derhâl Ali El Harîrî hazretlerinden özür ve af dileyip, bir daha yanından ayrılmadı…

Comments are closed.