Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid

Câmide i’tikâf etmek, ezân, ikâmet okumak, cemaat ile namaz kılmak Sünnet-i hüdâdır.

 

 

 

İbn-i Ziyâd hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 238 (m. 852) senesinde Horasan’da Nişâbûr’da doğdu. Buradan Irak, Şam, Mısır şehirlerine giderek ilim tahsil etti. Son olarak Bağdâd’a yerleşti. 324 (m. 936) senesinde Kûfe’de vefât etti. Şamlı, Mısırlı, Bağdâdlı pek çok âlimden ilim aldı, hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. Müzenî’nin “Muhtasar” kitabına zeyl, ilâve yazmıştır. Bu eserinde şöyle anlatır:

 

Sünnet iki türlüdür: Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid. Sünnet-i hüdâ, câmide i’tikâf etmek, ezân, ikâmet okumak, cemaat ile namaz kılmak gibidir. Bunlar, İslâm dîninin şiârıdır. Bu ümmete mahsûsturlar. Çocukların sünnet edilmeleri de böyledir. Bir şehir halkı, bu sünnetlerden birini terk ederse, bunlarla harb edilir. Beş vakit namazdan üçünün revâtib, yani müekked sünnetleri de böyledir.

 

Sünnet-i zevâid, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” giyim, yimek, içmek, oturmak, barınmak, yatmak ve yürümekteki âdetleri ve iyi işlere sağdan başlamak, sağ el ile yiyip içmek gibidir. Bazı hadîs-i şerîflerde sakal boyamak emrolundu. Bazılarında da yasak edildi. (Hristiyanlar boyar, siz boyamayınız. onlara benzemeyiniz!) buyuruldu. Bunun için, selef-i sâlihînden bir kısmı boyadı. Bir kısmı boyamadı. Çünkü buradaki emre ve yasağa uymak vâcip değildir. Bunun için, bu işte, bulunulan şehrin âdetine tâbi olunur. Âdete uymamak şöhret olur. Mekrûh olur. Resûlullah başörtüsü ile başını örter, entâri, tasmalı ayakkabı ve benzerlerini giyerdi. Halîfe Ömer “radıyallahü anh” da, Azerbaycân’daki askerlerine mektup yazarak, böyle giyinmelerini emreyledi. Memlekette âdet olan şeyler giyilmezse, şöhret olur. Parmakla gösterilmeğe, fitneye sebeb olur. Hadîs-i şerîfte, (İnsanın parmakla gösterilmesi, kendisine kötülük olarak yetişir) buyuruldu. Bunun için, giyinmekte, Müslümânların âdetlerine uymak lâzımdır.

 

Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” zamânında, entâri, başörtüsü ve tasmalı ayakkabı giymek müminlerin âdeti idi. Böyle giyinmek, imtiyâza, şöhrete ve parmakla gösterilmeye sebep olmazdı.

 

Kadınların, önü açık entâri giydikleri yerde, erkeklerin önü kapalı giymeleri, önü kapalı giydikleri yerde ise, önü açık entârî giymeleri lâzımdır. Şöhret âfetdir. Felâkete sebeb olur. (Fitneyi uyandırana, Allah lanet etsin!) hadîs-i şerîftir.

 

 

 

Vehbi Tülek’in önceki yazıları…


Comments are closed.