Sustur şu âsileri!

Bekâ bin Bâtû hazretleri, Irak’ta yetişen evliyâdandır.

 

Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, bu zâtı çok sever ve methederdi kendisini.

 

Bu zât bir gün sâhilde dinleniyordu.

 

O esnâda uzaktan bir gemiyi gördü.

 

Ancak gemidekilerden bâzısı içki içip ve nâra atarak rahatsız ediyorlardı diğer yolcuları.

 

Bekâ bin Bâtû hazretleri, bunu firâsetle anlayıp çok üzüldü!

 

Ve denizin kıyısından;

 

“Ey kaptan! Sustur şu insanları” diye seslendi.

 

Hak teâlâ, işittirdi bu sesi o kaptana.

 

Ama o edepsizler susmadılar. “Allah dostu” gadaba geldi.

 

Bu defâ o gadapla;

 

“Ey deniz! Şu âsi insanları içine al” diye seslendi.

 

O an su yükseldi.

 

Ve başladı koca gemi sallanmaya.

 

İnsanları bir “ölüm korkusu” sardı!

 

Derken gemi batmaya yüz tuttu.

 

Feryâd-ü figana başladı yolcular!

 

Tabii o edepsizler de.

 

Can derdine düştüler.

 

Büyük velî merhamete geldi yine.

 

Acıdı onlara. Denizden yürüyüp gitti geminin yanına.

 

İnsanlar hayretle onu seyrediyordu!

 

Hatâlarını bildiler.

 

İstiğfâr eylediler.

 

O, su üstünde namaz kıldı.

 

Sonra ellerini kaldırıp;

 

“Yâ Rabbî! Bu kullar pişmân olup tövbe ettiler. Sen onları boğulmaktan kurtar” diye yalvardı.

 

Duâsı kabul oldu.

 

Dalgalar durdu.

 

Deniz sâkinleşti.

 

Kurtulmuşlardı ölümden. Dahası, az önce içki içip nâra atan o insanlar, “talebesi” oldular bu büyük velînin.


Comments are closed.