“Zerre kadar îmânı olan…”

Mü’minlere mükâfât ve ni’met için hazırlanmış olan Cennet ve kâfirlere azâb için hazırlanmış olan Cehennem, şimdi vardır. Her ikisini de, Allahü teâlâ, yoktan var etmiştir. Kıyâmette her şey yok edilip, tekrâr yaratıldıktan sonra ebedî olarak varlıkta kalacaklar, hiç yok olmayacaklardır. Suâl ve hesâptan sonra, mü’minler Cennete girince, burada sonsuz kalacaklar, Cennetten hiç çıkmayacaklardır. Kâfirler de, Cehenneme girince, Cehennemde sonsuz kalacaklar, ebedî olarak azâb çekeceklerdir. Bunların azâblarının azaltılması câiz değildir…
(Onların azâbları hafîfletilmeyecek, onlara hiç yardım olunmayacaktır) meâlindeki âyet-i kerîme meşhûrdur.

TÖVBE ETMEK ŞEREFİ…
Günâhı çok olan bir mü’min, son nefesi boğazına gelmeden evvel, tövbe ederse, kurtulması çok umulur. Çünkü Allahü teâlâ, tövbeyi kabûl edeceğini vadetmiştir. Eğer tövbe etmek şerefine kavuşamadı ise, onun işi, Allahü teâlânın irâdesine kalmıştır. İsterse günâhlarının hepsini affederek Cennete sokar, isterse Cehennem ateşi ile veyâ sıkıntılar ile günâhları kadar, azâb yapar. Fakat sonunda kurtularak, yine Cennete girer. Çünkü âhirette merhamete kavuşamıyan, yalnız kâfirlerdir. Zerre kadar îmânı olan, rahmete kavuşacaktır. Eğer günâhlarından dolayı önceleri rahmete kavuşamazsa, sonunda Allahü teâlânın lutfü, inâyeti ile kavuşacaktır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Bir kimse, dinde inanılması lâzım olan şeylerden, bir tânesine bile inanmamış veyâ şüphe etmiş ise veyâ beğenmemiş ise îmânı gider, kâfir olur, Cehennemde ebedî kalır. Bir kimse, Kelime-i tevhîd söyleyip, bunun ma’nâsını kabûl eder, Muhammed aleyhisselâm, Allahü teâlânın Peygamberidir, her sözü doğrudur, güzeldir deyip, ona uygun olmayanlar yanlıştır, fenâdır diye inanırsa ve son nefesinde de öyle ölüp, âhirete, bu îmân ile giderse, bu kimse, kâfirlere mahsûs olan âdetlere ve bayramlara katılır, kâfirlerin mukaddes bildikleri günlerinde ve gecelerinde, onların yaptıklarını yaparsa Cehenneme girer. Amma, kalbinde zerre kadar îmânı olduğu yani bildirilenlere kısaca inandığı için Cehennemde sonsuz kalmaz. Kısaca inanmış olmak için, dinde inanılması lâzım olan şeylerden birini işitince, şüphe etmeden inanmak lâzımdır. Demek ki, kalbinde îmân varken, zarûret olmadığı hâlde bile kâfirlerle düşüp kalkan, onların bayramlarına, paskalyalarına uyanların cenâze namâzlarını kılmalıdır. Bunların, îmânları sâyesinde Cehennemden çıkacaklarına inanmalıdır. Fakat, hiç îmânı olmayanlara, Muhammed aleyhisselâmın bir sözünü ve âdetini bile beğenmeyenlere, af ve mağfiret yoktur. 
Hülâsa, kâfirlerin âdet ve merâsimlerine katılanda, zerre kadar îmân varsa, yanî kalbinden kelime-i tevhîdin ma’nâsına, kısaca inanmış ise ve îmânı gideren bir iş ve sözde bulunmadı ise Cehennem azâbına girecek ise de, Cehennemde ebedî kalmayacaktır.

CEHENNEME KADAR TEMİZLENİR!..
Îmânı olanlardan büyük günâh işleyen ve tövbe etmeden ölenlere gelince, Allahü teâlâ, bu günâhları isterse affeder, isterse günâhı temizleninceye kadar, Cehennemde azâb eder. Cehennem azâbı ister sonsuz olsun, ister bir zamân olsun, küfür için, küfür sıfatları ve bulaşıklıkları içindir. Küfürden, inkârdan kaçınan, îmân sâhiplerinin yaptıkları büyük günâhlar, yâ îmânları hürmetine, cenâb-ı Hakkın merhameti ile veyâ tövbe etmeleri ile veyâ şefâate kavuşmaları ile af olunur. Böyle af olmayanlar, dünyâ sıkıntıları ve dertleri ile veyâ son nefeste cân verirken, çekecekleri zahmetler ile temizlenir. Bunlarla da temizlenmezse, bazıları kabir azâbı çekmekle affa kavuşur. Bazıları ise, kabir azâbı ve sıkıntıları ve kıyâmet gününün şiddetleri ile af olunup, günâhları biter ve Cehennem azâbı ile temizlenmeye lüzûm kalmaz…”
Netice olarak, kalbinde zerre kadar îmânı bulunanı, günâhlarının çokluğu sebebi ile Cehenneme soksalar da, günâhları kadar azâb edip, sonunda, Cehennemden çıkarırlar. Hadis-i şerifte buyurulduğu gibi: 
(Kalbinde zerre kadar îmânı olan, Cehenneme girmez.)

 

Comments are closed.