Bir kış akşamı, Üftâde hazretleri talebeleriyle sohbet ediyordu. Birden “Canımız tâze üzüm istedi” dedi…
Mehmed Üftâde Efendi, Kânûnî Sultan Süleymân Hân zamânında, Bursa’da yaşayan büyük velîlerdendir. 1490 (H.895) senesinde Bursa’da doğdu. Karacabeyli Hızır Dede isminde bir velînin sohbetlerinde yetişti. Şeyh-i ekber Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin rûhâniyetinden istifâde ederek kalb gözü açıldı, kemâle gelip olgunlaştı. Çok talebe yetiştirdi. Bunların en meşhuru Aziz Mahmud Hüdayi’dir. Üftâde Efendi 1581 (H.989)’da Bursa’da vefât etti. Çok kerametleri görüldü…
Bir kış günü akşamı, Üftâde hazretleri talebelerini toplamış sohbet ediyordu. Bir ara; “Dostlarım! Canımız tâze üzüm istedi. Acaba bulmak mümkün müdür?” buyurdu. Talebeler içlerinden; “Bu kış günü, bu karda tâze üzüm olur mu?” diye düşünürlerken, Azîz Mahmûd Hüdâyî de kendi kendine; “Mâdemki bu sözü hocam söyledi, mutlakâ bunda bir hikmet vardır” diye düşünerek ayağa kalktı ve; “Efendim! Müsâade ederseniz bendeniz getireyim” dedi. Müsâade edilince sepeti aldığı gibi Bursa’nın Çekirge mevkiindeki bağa gitti. Bağ, karlar altında idi. Bir asma çubuğunun üzerinden karları temizlediğinde, salkım salkım üzümler gördü. Bunun hocası Üftâde hazretlerinin bir kerâmeti olduğunu anlayıp, üzümleri sepete koymaya başladı. Asmadaki üzümler bittiğinde, sepet de ağzına kadar dolmuştu. Sepeti omuzuna alarak dergâha doğru yürüdü…
Hızlı hızlı yürürken, birden ayağı kaydı ve bir çukura düştü. Çukur derin olduğundan, çıkmak için çok uğraştıysa da başaramadı.Çâresiz kalınca hocası Üftâde’den yardım istemek hatırına geldi ve içinden; “İmdât! Yâ mübârek hocam!” der demez, çukurun başından bir ses; “Ey Mahmûd! Uzat elini de yukarı çekeyim” dedi. Bu sesin sâhibine baktı, fakat tanıyamadı. Çukurun başındaki kimsenin kendisine gülümsediğini gördü. Utanarak elini uzattı. Yukarı çıktığında o kimseyi göremez oldu. Yine sepeti omuzuna alarak dergâha doğru süratle gitti. Hocasının huzûruna vardığında sohbet devâm ediyordu. Omuzunda üzüm dolu sepeti gören talebeler şaşırıp kaldılar. Üftâde hazretleri, yardım edenin Hızır aleyhisselâm olduğunu söyledi.
Talebeler hocaları hazreti Üftâde’nin, Allahü teâlânın katında yüksek bir velî olduğunu ve Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin hocalarına olan teslîmiyetini bir kere daha anladılar.