“Askerime helal lokma gerektir Paşa!..”

“Askerime helal lokma gerektir Paşa!..”




Fazlullah Paşa, II. Murad Han’ın Çandarlı Halil Paşa’dan borç para istediğini görür ve Sultan’ı celallendirecek bir teklifte bulunur!

 

İnsan hiçbir zaman ölümü unutmamalı… O gün mutlaka gelecek. İşte o ölüm gelmeden önce, ona hazırlıklı olmalı. Ölüme hazırlık, helal kazanıp helal yere harcamaya ve helal lokma yemeye dikkat etmekle olur. Haramın sonu ateştir. Çürük mal satışıyla, milleti aldatarak elde edilen parayı veya başka bir haksız kazancı, Allah kapıdan içeri sokmasın! O öyle bir çıkar ki, çıkarken de, beraberinde çok şey alıp götürür. Peygamber efendimiz anlatıyor:
(Mirac’da, sırtüstü yatan, karınları davul gibi şeffaf, içinde her türlü mahlûk olan insanlar gördüm. Kardeşim Cebrail’e, “Bunlar ne?” diye sordum. “Ya Resulallah, bunlar senin ümmetindendir” dedi. “Suçları ne?” dedim. “Onlar, helal haram demeden mal toplayıp, kazandığı paranın helal veya haram olduğunu düşünmeyenlerdir. İşte bu yedikleri haram, onların vücutlarında bu hâle gelmiştir” dedi.)

Helal lokma, kalbi nurlandırır, insan daha kolay ibadet eder. Haram lokma ise, insanı şeytanın oyuncağı yapar… Bütün ibadetlerin kabul olması, helal lokmaya bağlıdır. Hadîs âlimi Ahmed bin Abdullah İsfehânî hazretleri, Hilyet-ül-evliyâ kitabında diyor ki: “Büyüklerden çoğu buyurdu ki, ibadetler on kısımdır. Dokuz kısmı helal kazanmaktır. Bir kısmı da bildiğimiz bütün ibadetlerdir.”

Onun için her mümin, helal kazanmaya çalışmalıdır. Haramdan ve şüphelilerden kaçınmalıdır… 

          ***

Sultan II. Murad Han zamanında, henüz Osmanlılarda hazine teşkil edilip saraya tahsisat ayrılmamıştı. Hâl böyle olunca, padişahlar da çok zaman parasız kalabiliyordu… Fazlullah Paşa, II. Murad Han’ın Çandarlı Halil Paşa’dan borç para istediğini görüp dedi ki:
-Sultanım, Padişahın vezirlerden ve şundan bundan para istemesi yerinde olmaz. Müsaade buyurursanız bir hazine teşkil edilsin ve oradan saraya tahsisat ayrılsın.
Fazlullah Paşa’yı dinleyen Sultan Murad bu parayı nereden temin edeceğini sorunca Paşa şöyle cevap verdi:
-Sultanım çok zengin var, bir fermanla bazılarından mal toplamak mümkündür.
Sultan Murad Han, celalli bir şekilde dedi ki:
-Paşam, bu nasıl sözdür! Böyle bir şeyi nasıl teklif edersin. Bizim idaremizde üç helal lokma vardır. Biri madenler, biri cizye, biri de savaş ganimetleridir… Bizim askerimiz gazi askerlerdir. Bunlara helal lokma gerektir. Bir padişah ki askere haram lokma yedirir, o asker artık harami olur. Haraminin sebatı olmaz. Küçük bir mukavemetle karşılaşsa hemen firar eder, kaçar. Sonrası ise malumdur!..

İlk Osmanlı sultanından son sultana kadar hepsi harama helale çok dikkat etmişlerdir…