“Borcun yok, sen talebesin…”

“Borcun yok, sen talebesin…”




 

“Ömer Abi’nin her tanıştırdığı isim birbirinden güzel ve yüksek ahlaklı birer beyefendiydi…”

 

Öğrencilik yıllarımda tanıştığım Lokantası olan Ömer Ağabey ile ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum…

Ben “Abi borcumuz ne kadar” diye sordum ama benden bir ter boşandı anlatamam. Çünkü cebimde o kadar para imkânsızdı… 

Ömer Abi “Borcun yok, benim hediyem sen talebesin” deyince nasıl sevindim. Dünyalar benim oldu… Ama “borcun şu kadar” deseydi “abi harçlığım gelince ödeyebilir miyim param yok” diyecektim. İşte hayatımın dönüm noktası bu oldu. Hediye edilen bu kitapları kısa zamanda okudum. Ehl-i sünnet itikadını ve doğru imanı öğrendim. Ömer Abi ile her fırsatta görüşmek istiyordum ama her gittiğimde yemek ısmarladığı için de mahcubiyetten gitmek istemiyordum. Çünkü gözüm yemekte değil. Lakin ne vakit gitsem Ömer Abi ve kardeşi Gürbüz Abi çok ısrar eder yemek yedirmeden göndermezlerdi… Benim bundan rahatsız olduğumu anlayınca “sen bize yardım et borcunu öde veya paran gelince ödersin” derlerdi. Ama para verdiğimde de nadiren alır çoğu zaman bir bahane ile almazlardı.

Ömer Abi bizi Av. Orhan Abi ile tanıştırdı. Orhan Abi de bana üç kitap hediye etti. “Aldanmayalım”, “Müslümanların İki Göz Bebeği”, “Din Adamının Din Düşmanlığı”…

Ömer Abinin her tanıştırdığı isim birbirinden güzel ve yüksek ahlaklı insanlardı. Her tanıştığım bir cevher idi. Hüsnü Abi, Cemal Abi, Mehmet Abi gibi çok kıymetli insanlardı. Zaten Hüsnü Abi’yi Ülkü Ocakları’nda konferansta görünce bu arkadaşlara çok ısındım ve onları çok sevdim. Biz talebe olduğumuz için bazen evlerine yemeğe davet ederlerdi. Orhan Abi’nin verdiği üç kitabı da kısa zamanda okudum. İkinci sefer ziyaretine gittiğimde Orhan Abi bana, bir ilim hazinesi olan “Tam İlmihal (SEADET-İ EBEDİYYE)” kitabını hediye etti…

Onu da okumaya başladım. Artık namazlarımı da kılıyordum… Bu çok istisna ve güzel insanları ve bu kıymetli Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını tanıdıktan sonra bu kıymetli arkadaşlardan ve kitapları okumaktan ve yaymaktan ayrılmadım. Rabbime hamd ve bize bu yolu tanıtan Ömer Abimize çok teşekkür ediyorum…

Bu vesileyle Hakikat Kitabevi’nin bütün kitaplarını okumakla, her kelimesinin ve cümlesinin eşsiz bir hazine olduğunu anlamakla şereflendim. Ömrüm boyunca da bu kitapların okunmasına ve yayılmasına hizmet etmekle şerefleniriz inşallah diye Rabbime dua ediyorum…

        Sabri Demirci-Ankara