Namazı kaza edince tövbe de etmelidir

“Farz namazı, İslamiyetin gösterdiği bir sebep olmadan vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır.”           Sual: Vaktinde kılınmayan, kazaya kalan namazlar kaza edilince, vaktinde kılmama günahından da kurtulmuş olunur mu?   Cevap: Konu ile alakalı olarak Dürr-ül-muhtârda, buyuruluyor ki:   “Farz namazı, özürsüz yani İslamiyetin gösterdiği bir sebep olmadan…

Devamını oku

Kolay hesabı aradım, susmakta buldum…

“Tasavvuf, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylerin hepsini terk etmektir.”       Ali bin Sehl hazretleri hadîs âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. Cüneyd-i Bağdadî, Ebû Tûrâb Nahşebi gibi büyük zatlarla görüştü. İran’da İsfehân’da doğdu. 261 (m. 874)’de orada vefât etti. Cüneyd-i Bağdadî ile mektuplaşırlardı.    Ali bin Sehl hazretlerinin rivâyet ettiği…

Devamını oku

Herkese önce lâzım olan…

Her Müslüman, hem îmânını korumaya çalışmalı, hem de, Allahü teâlâya ve Onun Peygamberine inanmayan kâfirleri sevmemelidir.           Herkese önce lâzım olan şey, iman etmek ve böylece Müslüman olmaktır. İmandan hemen sonra, ikinci vazife ilim sahibi olmaktır.   Peygamber Efendimiz buyurdular ki: (İlim öğrenmek, kadın ve erkek her…

Devamını oku

“En büyük kerâmet, istikâmettir!”

Edremit velîlerinden olan Sağma Dede, kalp gözü açık, mübârek bir evliyâ zât idi. Şöyle ki;   Bir gün bir sevdiğini ziyârete gitti. Evde başkaları da vardı.   Ancak içlerinden biri, bu zâtın evliyâdan olduğuna pek inanmıyordu.   Kötü biliyordu.   Kendi kendine;   “Bu zâta evliyâ diyorlar. Ama bir kerâmetini…

Devamını oku

Kendine kıymet veren, kıymetli olmaz!

Tekebbür, Allahü teâlânın bir sıfatıdır. Kibir ve Kibriya sıfatı, Ona mahsustur.        Sual: Kendini beğenen ve kendini her yerde hep ön planda tutup, kendine kıymet, değer veren bir kimse, değerli, kıymetli mi olmuş olur?   Cevap: Tekebbür etmek haramdır. Tekebbür, Allahü teâlânın bir sıfatıdır. Kibir ve Kibriya sıfatı, Ona…

Devamını oku

Kim yolculuğa çıkar da, düşmandan korkarsa!..

Ebû Tâhir anlatır: “Bir yolculuğa çıkacaktım. Fakat bir zarar gelmesinden korkuyordum…”       İbn-i Kazvînî hazretleri evliyânın meşhûrlarından ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 360 (m. 971) senesinde doğdu. 442 (m. 1050) senesinde vefât etti.   İbn-i Kazvînî hazretleri, hadîs, fıkıh ve tasavvuf ilimlerinde âlim olup, çok kerametleri görüldü.   Ebû…

Devamını oku