“Cuma günleri çok salevât okuyunuz!”

“Cuma günleri çok salevât okuyunuz!” Resul-i Ekrem Efendimiz buyurdu ki: “En faziletli gün, cuma günüdür. Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselâmı cuma günü yarattı…”   Muhammed bin Ya’kûb Fîrûzâbâdî hazretleri tefsîr, fıkıh, hadîs ve lügat âlimidir. Îrân’da, Fîrûzâbâd şehrinde, 729 [m. 1329] da doğdu. 816 [m. 1414]’da Yemen’de Zebîd şehrinde kadı iken vefât etti. Yıldırım…

Devamını oku

“Oh, nihayet bulduk sizi!..”

“Oh, nihayet bulduk sizi!..” “O sizi hep aradı. Ankara’da bile aradı… Şimdi sizi evimizde görünce bir tuhaf olduk…”     Ben de yeter ki “müessesemiz kazansın” diye onların yanında gidiyordum. Allah razı olsun beyim de oğluma bakıyor, “inşallah ürün alan olur” diyordu… Yine öyle bir gündü… Bir aile yine tanıtım amaçlı…

Devamını oku

“Bundan daha zor bir iş olur mu?..”

“Bundan daha zor bir iş olur mu?..” Ömer bin Abdülaziz, hizmetçisine buyurdu ki: “Bütün Müslümanların haklarını koruma işi bana verildi. Bundan daha zor bir iş olur mu? Üzüntümün sebebi budur.”   Süleyman bin Abdülmelik Emevî Halîfelerindendir. Bir gün vasiyetini yazıp vezirine verdi… Halîfe vefât ettiğinde vezir, ileri gelenleri toplayıp onların huzurunda, vasiyetnameyi açtı. Süleyman bin Abdülmelik…

Devamını oku

Bu dünya, küçük ve dardır!..

Bu dünya, küçük ve dardır!.. Basra’da yaşayan Muhammed bin Vasi hazretleri, bir gün sohbetinde “Kardeşlerim! Bu dünya, küçük ve dardır. Bunun için burada, sıkıntı, keder vardır. Dünya işleri için sıkılan kimsenin gönlü, dünyaya dönük demektir” buyurdu. Ve ilâve etti: “Gönlünü ahirete çeviren, rahat eder. Çünkü ona giden yol, çok geniş ve…

Devamını oku

Bugünleri iyi değerlendirelim…

Bugünleri iyi değerlendirelim… “Allahü teâlâ, ibâdetler içinde, Zilhicce’nin ilk on gününde yapılanları daha çok sever. Bu günlerde tutulan bir gün oruca, bir senelik oruç sevâbı verilir…”   İsmâîl Cehdamî hazretleri Mâliki fıkıh ve hadis âlimlerindendir. 199 (m. 815’de Bas­ra’da doğdu. Daha sonra Bağdat’a yer­leşti. Zamanındaki büyük âlimlerden fıkıh ve hadis öğrendi.…

Devamını oku

“Beni tanımadın değil mi?”

“Beni tanımadın değil mi?” “Bir teyze gördüm hastanede… O bana baktı, ben de fark edip ona baktım… Ama çıkartamadım…”     Minik hastalarımız, emsalleri koşup oynarken, hoplayıp zıplarken onlar ellerinde serumla yatağa bağlı kalmaya dayanamıyordu. Âdeta ellerindeki serumu kopartmak istiyor, hırçınlaşıyor, ağlıyorlardı… Onlar için hastane yetkililerinden ve ailelerden izin almıştım……

Devamını oku