Fukahânın tabakaları nelerdir?

“Tabakâtül-Fukahâ=Fukahânın tabakaları”: Fıkıh âlimlerinin tabakaları; helâl ve harâmı, emir ve yasakları bildiren fıkıh ilmi ile uğraşan âlimlerin dereceleri demektir.               Bütün insanlara, her şeyden önce lâzım olan; i’tikâdı (îmânı) düzeltmektir. Yani doğru bir îmân sâhibi olmaktır. İnanılacak şeylerle ilgili hükümlere  “ahkâm-ı i’tikâdiyye” denilmektedir ki bunlar; “ahkâm-ı şer’iyye”nin temelini teşkil…

Devamını oku

Sünnet iki kısımdır

Hadîkat-ün-nediyyede buyuruluyor ki: “Sünnet iki türlüdür: Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid.”       Sual: Peygamber Efendimizin yaptığı, bildirdiği sünnetlerin hepsinin hükmü hep aynı mıdır?   Cevap: Bu konuda Hadîkat-ün-nediyye kitabında buyuruluyor ki:   “Sünnet iki türlüdür: Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid.   Sünnet-i hüdâ; camide itikaf etmek, ezan, ikamet okumak, cemaat…

Devamını oku

“Sıdk ve muhabbetin alâmeti ahde vefadır”

“Ey oğlum! Sen insanlardan yüz çevirme. Onlara karşı kibirlenerek hakîr ve küçük görme.“       Ebü’l-Feth-i Vâsıtî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Seyyid Ahmed er-Rıfâî hazretlerinin talebelerindendir. 580 (m. 1184) senesinde Mısır’da İskenderiyye’de vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:   “Sıdk ve muhabbetin alâmeti ahde vefadır.” “Nefsiniz sizi uygun olmayan şeylerle meşgûl…

Devamını oku

Fıkıh ilminin ehemmiyeti

“Fıkıh” kelimesi, Arapça’da, genel olarak “bilmek-anlamak” veya özel olarak “İslâmiyeti bilmek-anlamak” demektir…       Dünyâya gönderilen ilk insan ve aynı zamanda ilk Peygamber olan Hazret-i Âdem’den îtibâren, bütün İlâhî (semâvî) dînler, îmân ve ibâdetlerin yanı sıra, toplumun sosyal hayâtını düzenleyen kâideleri de bildirmişlerdir. Her asırda gönderilen Peygambere, o asırda yaşayan insanların ihtiyaçlarını içine alan hükümler…

Devamını oku

Onun ekmeğinde şifâ vardır…

Âşık Efendi, Edirne’de yaşıyan Allah dostlarındandır. Hasan Sezâi dergâhında talebe yetiştirirken, 1567 senesinde vefât etti. Zâviyenin yakınına defnedildi.   Bir gün sevenlerinden bir genç, bu zâtı ziyâret niyetiyle çıktı evden. Giderken de;   “Gideyim, Âşık Efendi’nin hânesinde pişen bereketli yemeklerden yiyeyim. Onun ekmeğinde şifâ vardır. Hele kendi eliyle ağzıma lokma…

Devamını oku

Caminin içinden geçmek…

Zaruretsiz camiden geçmeyi âdet edinen, fasık, günahkâr olur.       Sual: Kısa mesafe diyerek caminin içinden geçmek dinen uygun olur mu?   Cevap: Camiden bazen geçmek caizdir. Yol hâline getirmek mekruhtur. Özür olursa, mekruh olmaz. Her gün mescide ilk girişde Tehıyyet-ül-mescid namazı kılar. Sonraki girişlerinde kılmaz. Hamevî Eşbâh şerhinde diyor…

Devamını oku