Sizin perhiz yapmanıza lüzum yok efendim!..

Eski zamandaki valilerden biri çok zengin olunca ölçüyü kaçırır. Hayatını yeme içme üzerine kurar. Yedikçe şişmanlar. Ve bir gün…       Kıyamet derdini bilseydik, dünyada dert diye bir şey tanımazdık. Bütün geçimsizlikler, ölümü unutmaktandır. Ölümü hatırlamak, en büyük nasihattir. Her iman sahibi kimsenin, ölümü çok hatırlaması gerekir. Ölümü çok…

Devamını oku

Resûlullah’ı sevmek ve ona tabi olmak -2-

Hucurât sûresinde meâlen buyuruldu ki: “Ey îmân edenler! Allahü teâlânın ve Resûlünün önüne geçmeyiniz! Allahü teâlâdan korkunuz!”       Hac sûresinin 32. âyetinde meâlen, “Bir kimse, Allahü teâlânın şeâirini ta’zîm ederse, bu iş, kalblerin takvâsındandır” buyuruldu. Bunun için, Allahü teâlânın şeâirini ta’zîm etmek vâcib oldu. Şeâir, nişânlar, alâmetler demektir.   Büyük âlim…

Devamını oku

İki cihan saadetine kavuşmak…

İki cihan saadetine kavuşmak, ancak ve yalnız Muhammed aleyhisselama tabi olmaya bağlıdır.       Sual: Bir kimsenin, dünyada ve ahırette saadete kavuşması, rahat ve mesut olması ne ile mümkün olur?   Cevap: İki cihan saadetine kavuşmak, ancak ve yalnız, dünya ve âhıretin efendisi olan, Muhammed aleyhisselama tabi olmaya bağlıdır. Ona…

Devamını oku

İlim öğrenmek aşkıyla yanıyordu…

Evliyânın büyüklerinden Muhammed Bâkî Billâh hazretleri, 1563 senesinde Kabil şehrinde doğdu. 1603’te Delhi’de vefât etti.   Gençliğinde “ilim öğrenmek” aşkıyla yanıyor, kendini bu yolda yetiştirecek bir zâtı arıyordu.   Ama ne aramak…   Yaşlı annesi de bu hâline üzülüyor, gece yarılarında sahrâlara çıkıp, duâ ediyordu oğlu için.   Bir gece yine çıktı.  …

Devamını oku

Sabır, insanların en şerefli ahlâkıdır…

“Sıkıntıya düşmeden önce emniyet tedbirini alan kimse, ayağını sağlam yere basmış olur.”       Sidi Muhammed Ebû Abdullah hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1161 (m. 1748) senesinde Fas’ın güneyindeki Batı Sahra denilen yerde doğdu. Yedi yaşına gelince kırâat âlimlerinden İmâm-ı Nâfi’nin kırâati üzere, Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Sonra usûl ve fürû’ ilimlerini…

Devamını oku

Resûlullah’ı sevmek ve ona tabi olmak…

İslâmın birinci şartı, Allahü teâlâya ve Peygamberine (sallallahü aleyhi ve sellem) îmândır. Ya’nî onları sevmek ve sözlerini beğenip, kabûl etmektir.           Allahü teâlâyı sevmek ve O’ndan korkmak ibâdetlerin en makbûlü, efdali, en üstünüdür. Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşmak için, ihlâs, kalb-i selîm sâhibi olmak lâzımdır. Kalb de,…

Devamını oku