Peygamberimizin doğumundan önce…

Resûlullah efendimizin doğduğu gece, İran kralı Kisrânın sarayı sallandı ve sarayın ondört burcu yıkıldı…       Sual: Peygamber efendimiz dünyaya gelmeden önce de, işaret olarak bazı olağanüstü hadiseler olmuş mudur?   Cevap: Konu ile alakalı olarak Şevâid-ün Nübüvve kitabında şu bilgiler verilmektedir:   “Resûlullah efendimizin doğduğu gece, İran kralı Kisrânın…

Devamını oku

Ödünç istemek hangi hâllerde caiz olur?

Zalimlere, fasıklara ödünç verilmez. Gerçekten ihtiyacı olana ödünç verilir.           Sual: Bir kimse, satın almak istediği her şey için, başkasından ödünç para isteyebilir mi?   Cevap: Ödünç istemek ancak lazım olunca caiz olur. Lazım olmak da üç türlüdür:   1-Lüzûm-i îcâbî yani nafakası olmayanın veya kazancı şüpheli…

Devamını oku

“Birbirinizi Allah için sevin!”

Büyük velî Fahreddîn-i Acemî hazretleri, bir gün gençlere;   “Birbirinizi Allah için sevin. Bir araya geldiğinizde faydalı şeyler konuşun veyâ açın bir ilmihâl kitâbı okuyun” buyurdu.   Sonra da Fârisî bir beyit okudu…   Mânâsı şöyle:   “Bir iki kişi, bir iki nefeslik de olsa Allah için bir araya gelir, Allahtan bahsederlerse, gökteki melekler oraya…

Devamını oku

Muharebe eden, ibâdet edenden üstündür!

“Ey müminler! Hoşunuza gitmediği hâlde, din düşmanları ile savaşmak üzerinize farz kılındı.”       Şerefüddîn Dimyâtî hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 613 (m. 1217) senesinde Mısır’da Dimyat’ta doğdu. 705 (m. 1306) senesinde Kâhire’de vefât etti. Zamanındaki âlimlerin derslerine devam etti. Hadîs ilminde üstün dereceye yükseldi. Bundan başka…

Devamını oku

Yalan, fert ve toplum için çok zararlı bir davranıştır!

Yalan, güvenin, huzurun ve ahlâkın temellerini sarsan çok kötü bir huydur. Fert ve toplum hayatında derin yaralar açar.       Yalan, kişinin gerçeği saklayıp bildiğinin aksini söylemesidir. Yalan söylemek fert ve cemiyet hayatında derin yaralar açan çok kötü bir davranıştır. İnsanın güvenilirliği, kıymetli bir sermayesidir.  Yalan söyleyen kişi, bu…

Devamını oku

“Ben, ateşi söndürmek isteyenlerin tarafındayım!”

Osmânlı Devletinin ikinci şeyhülislâmı olan Fahreddîn-i Acemî hazretleri, 1460 (H.865) senesinde Edirne’de vefât etti.   Dârülhadîs Câmii önüne defnedildi.   Bu zât bir gün şunu anlattı sevdiklerine;   Nemrut, İbrâhim aleyhisselâmı içine atmak için büyük bir ateş yakmıştı.   O ara bir karınca, ağzına su almış, ateşe doğru gidiyordu.   Sordular ki:   “Ey karınca!…

Devamını oku