Şükrederseniz, nimetleri artırırım

Allahü teâlâya ve gönderdiği nimetlere şükretmek, insanlık îcâbıdır. Aklın lüzûm gösterdiği bir vazîfedir, bir borçtur. Çünkü her nimeti, her iyiliği yaratan, gönderen, hep Odur. Cenâb-ı Hak hâtırlatmazsa, kuvvet ve kolaylık vermezse, kimse kimseye iyilik ve kötülük yapamaz. Allahü teâlâya şükretmek, Onun dinini kabûl etmek, emrettiklerini yapmak, yasak ettiklerinden de sakınmak…

Devamını oku

Gözlerini fedâ ettiğin için…

Fedâkârlık; verdiği sözü yerine getirebilmek için, canından, malından, makamından ve nefsinin sevdiği şeylerden vazgeçebilmektir. Vefâ; sözünde durmak, ahde vefâ ise; verdiği sözü yerine getirmek anlamındadır. Îmân etmek, İslâmiyyeti kabul etmek, Allahü teâlâya söz vermek demektir. Bu sözde durabilmek için, nefsin isteklerini, arzularını terk etmek lâzımdır. Nefsin istekleri terk edilmedikçe, verilen…

Devamını oku

Benden gördüğünüz gibi yapınız!

İbâdetlerde yapılan değişikliklere Bid’at denir. İbâdet yaparken bid’at işlemek harâmdır ve ibâdetin bozulmasına sebep olur. Resûlullah efendimizden ve Eshâb-ı kirâmdan rivâyet edilmeyen, nakledilmeyen din bilgilerine bid’at denir. Hadîs-i şerîfde; (İbâdetleri benden ve eshâbımdan gördüğünüz gibi yapınız! İbâdetlerde değişiklik yapanlara bid’at ehli denir. Bid’at sâhipleri, muhakkak Cehenneme gidecektir. Bunların hiçbir ibâdetleri…

Devamını oku

Bizim için ne getirdin?

Dünyâda olanlar, islâmiyyete uygun kullanılırsa, âhırete faydalı olurlar. Hem dünyâ lezzetine, hem de âhıret ni’metlerine kavuşulur. Hadis-i şerifde; (Allahdan korkun da, istediğiniz şeylere kavuşmak için, iyi sebeplere yapışın. Kötü sebeplere yanaşmayın! Kudretinde ve irâdesinde bulunduğum Allahü teâlâya yemîn ederim ki, hiçbir kimse, ezelde ayrılmış olan rızkını tamâm almadıkça, dünyâdan âhırete…

Devamını oku

İlim, kendi haddini bilmektir

Allahü teâlâ, insanları eşit olarak değil, birbirinden farklı olarak yaratmıştır. Her insanın aklı, anlayışı, kabiliyeti farklıdır. Hatta insanların akılları değişik, anlama kâbiliyyetleri farklı olduğundan, herkes yaratıcıyı aradığında, Onu kendi tabîatına, ilim ve idrâkına uygun bir tarzda düşünmüş ve kendi anlayışına göre de tarîf etmiştir. Çünkü insan, aklının aczi ve noksanlığı…

Devamını oku

Edeb ve sevgi, kalbleri birleştirir

Edeb; güzel hâllere, huylara sâhip olmak, utanılacak hareketlerden sakınmak, her hususta haddini bilip, sınırı gözetmek hâlidir. Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde; (Rabbim beni en güzel edeble, edeblendirdi) buyurmuştur. Kişinin sözleri, hareketleri, insanlarla olan muâmeleleri, oturması, kalkması kısacası bütün davranışları, ya kendi nefsine veya Allahü teâlânın bildirdiğine, emrettiğine göredir. Kendi nefsine…

Devamını oku