İnsânın sûreti değil, sıfâtı önemlidir

İnsânın sûretine, şekline Beden denir. İnsanın kalbindeki kuvvete, hâle, huya, Hulk denir. İnsânın kalbinde, iyi, güzel şeyler yerleşmiş ise, bu kimseden güzel sözler işitilir ve güzel hareketler görülür. Eğer kalbe, kötü düşünceler, bozuk şeyler yerleşmiş ise, o kimseden kötü şeyler meydana gelir ve böyle kimseye kötü ahlâklı denir. Kötü ahlâk,…

Devamını oku

Akıl, doğruyu bulabilir mi?

İnsâna ihsân edilen akıl, Peygamberlerin rehberliği olmadan, her doğruyu bulabilir mi ve her konuda hüccet, delil olabilir mi? Bu hususta islâm âlimlerinin büyüklerinden olan İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: “Akıl, dünyâda kaldıkça, bu bedene de bağlı kalır ve bu bağlılıktan kurtulamaz. Vehim, her zamân, aklın etrâfında, hayâl dâimâ yanında bulunur.…

Devamını oku

Ümmetimin yolu çok uzundur…

Müslümanlar, merhamette, tıpkı bir bedenin uzuvları gibi olmalıdır. Nasıl ki, bedenin herhangi bir uzvu rahatsızlandığında bütün uzuvlar perişan oluyorsa, hasta olan uzuv iyileşince rahatlıyorsa Müslümanlar da, içlerinden birisi rahatsız olduğu zaman, o kimse bu rahatsızlıktan kurtuluncaya kadar rahatsızlık duymalıdırlar. Peygamber efendimiz bir gün, bir yerde oturuyorlardı. Yanlarında da, hazret-i Ebû…

Devamını oku

Onun hürmetine duâmı kabûl et!

Allahü teâlâ, yaratmasında, belli şeyleri, belli şeyler için sebep kılmıştır. Bu sebeplere yapışan, o sebebin neticesindeki şeye kavuşur. Hastalıkların tedavisinde ilâcı, açlığın giderilmesinde bir şeyler yemeyi sebep kıldığı gibi, duâları kabûl etmekte de, sevgili kullarını vesile kılmıştır. Allahü teâlâ, Mü’min sûresinin 60. âyetinde meâlen; (Duâ ediniz, kabûl ederim, isteyiniz, veririm)…

Devamını oku

Kalbini hırs kutusu yapma!

Hırs; bir şeye karşı aşırı düşkünlük, şiddetli istek anlamındadır. Rûhun kuvvetlerinden birisi de şehvettir ki, kendine tatlı gelen şeyleri ister. Bunun orta miktârına iffet, nâmûs denir ki, insan, tabiatının muhtâç olduğu şeyleri, İslâmiyete ve insanlığa uygun olarak yapar. Bunun lüzûmundan fazlasına şereh yani hırs ve fücûr denir ki, helâlden olsun,…

Devamını oku

Bid’atlerin hepsi yoldan çıkmaktır

Bid’at demek, Peygamber efendimizin ve Onun dört halîfesinin zamânlarında bulunmayıp da, dinde, sonradan meydâna çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. Bunların hepsini din diye, ibâdet diye uydurmak veyâ dînin ehemmiyet verdiği şeyleri dinden ayrıdır, din buna karışmaz demek bid’attir. Bid’atlerin bâzıları küfürdür. Bâzıları da büyük günâhtır. İslâm…

Devamını oku