Senden isteyip de verdiğin…

Allahü teâlânın sevdiklerini araya koyarak, onların hâtırı ve hürmeti ile duâ etmenin câiz olduğu, hadîs-i şerîflerde bildirildiği hâlde, bazı itikâdı bozuk kimseler; “Peygamberlerin ve Evliyânın rûhlarından şefâ’at isteyen, bunların mezârını ziyâret edip, bunları vesîle ederek duâ eden kâfir olur” diyorlar. Halbuki Peygamber efendimizin, Medîne’deki Bakî Kabristânı’nı ve Uhud şehîtlerini ziyâret…

Devamını oku

Kalbe nûrun gelebilmesi için…

Evliyâ ölünce, feyiz vermesi bitmez, hattâ artar. Fakat, nâkıs, henüz yetişmemiş olanların, kendilerini kemâle erdirecek, olgunlaştıracak kadar, meyitten feyiz almaları pek az olur. Velîden, öldükten sonra alınan feyiz, diri iken alınan kadar olsaydı, Medîne’de yaşayan Müslümânların, bu zamâna gelinceye kadar, hepsinin Resûlullah efendimizin kalbinden feyiz, nûr alarak, Eshâb-ı kirâm derecesinde…

Devamını oku

Kibriyâ, Allahü teâlâya mahsustur

Allahü teâlâ, kullarına gönderdiği kitâpların hepsinde, kibri, gururlanmayı kötülemiş ve yasak etmiştir. Kur’ân-ı kerîmde, Nahl sûresinin 23. âyetinde meâlen; (Allahü teâlâ, kibirli olanları elbette sevmez!) buyurulmaktadır. Müslüman, kibirli değil, tevâzu sahibi, alçak gönüllü olur, kimseye tepeden bakmaz. Vaktiyle Manisa’da yetişen Ahmed Şemseddîn hazretlerinin kerâmetleri, Mısır’a kadar ulaşır. Arab Molla isminde,…

Devamını oku

Sâlihlerle sohbet etmek

Allahü teâlâ, insanlarda kendine yaklaşmak ve kendini tanımak istidâdını, kabiliyetini yaratmıştır. Bu istidâdın, kabiliyetin miktârı herkeste başkadır. Bu sebeple her Müslümanın, kendisine verilen kabiliyet miktarınca, Allahü teâlânın rızâsını, sevgisini kazanmak için çalışması lâzımdır. Bunun için öncelikle doğru bir îmâna sahip olmalı, itikâdını ehl-i sünnet itikâdına göre düzeltmelidir. Sonra farzları, vâcipleri…

Devamını oku

Kibirli insan, faydalı olamaz

Kibir, kendini başkalarından büyük bilmek, üstün görmektir. Allahü teâlâ, kullarına gönderdiği kitâpların hepsinde, kibri ve gururlanmayı kötülemiş ve yasak etmiştir. Kur’ân-ı kerîmde, Nahl sûresinin 23. âyetinde meâlen; (Allahü teâlâ, kibirli olanları elbette sevmez!) buyurulmaktadır. Kibirlenmek, Allahü teâlânın sıfatına, hakkına tecâvüz etmek olur. Kullara kibirlenmek yakışmaz, en büyük günâhtır. Hadîs-i kudsîde;…

Devamını oku

Dünyadakiler değersiz ve geçicidir

Ahıretteki sayısız ve sonsuz saâdetler ve çok acı, nihâyetsiz felâketler karşısında dünyânın gelip geçici zevk ve acılarının hiçbir değeri yoktur. Bunu çok iyi anlayan sâlih kimseler, günlerini boş yere geçirmemişler, oyun ve eğlenceye sarf etmemişlerdir. Zira zevk ve safâ yeri,  Cennettir. Burada, Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği şeyleri yapmak, sâlihlerle…

Devamını oku