Öyle bir yolculuğa çıkacaksınız ki…

İmân ile küfür birbirlerine zıt olduğu gibi, âhiret de, dünyânın zıddıdır. Dünyâ ve âhiret bir araya getirilemez. Âhireti kazanmak için, dünyâyı yani harâmları terk etmek lâzımdır. Ölümden önce olan her şeye dünyâ denir. Bunlardan, ölümden sonra faydası olanlar, dünyâdan sayılmaz, âhiretten sayılırlar. Çünkü dünyâ, âhiret için tarladır. Âhirete yaramayan dünyâlıklar,…

Devamını oku

Yalnız başına vefât edecek olan…

İlk Müslüman olanlardan olan Ebû Zer Gıfârî hazretleri, Benî Gıfâr kabilesindendir. Kavmi arasında atılganlığı ve cesâreti ile meşhûr olmuştur. İnsanların elleriyle yonttuğu putlara ilâh diyerek tapmasına şaşar, putlardan nefret ederdi. Bu sebeple insanlardan uzak yaşamaya ve kendisine yol gösterecek bir rehber aramaya başlar… Ebû Zer Gıfârî hazretleri rehber ararken, Muhammed…

Devamını oku

Allahü teâlânın ihsânı ile kurtulurum

Allahü teâlâ, her şeyin sâhibi, yaratanı, mutlak ni’met vericisidir. Bütün mahlûkların var olması, Onun ihsânı, hayatta kalmak da Onun lütfudur. Kâmil, olgun sıfâtlar, Onun her şeye şâmil olan rahmetindendir. Çeşitli ni’metler ve bitmeyen, tükenmeyen çeşitli keremler Onun feyziyledir. Zorluğu ve şiddeti kaldırmak, duâyı kabûl ve belâyı defetmek Ondandır. Bir rızık…

Devamını oku

Ahlâkı en güzel olanıdır…

Her Müslümânın, kendini iyi yetiştirmesi, sıhhatli, edebli, iyi huylu olması, ibâdetlerini vaktinde yapması, ilim ve güzel ahlâkı öğrenmesi, öğrendikleri ile amel etmesi, helâl lokma kazanmak için çalışması lâzımdır. Îmân, itkat bilgilerini, helâli, harâmı, farzları, güzel ahlâkın neler olduğunu, lüzûmu kadar öğrenmek, kadın, erkek her Müslümana farzdır. Öğrenmeyip câhil kalan, farzı…

Devamını oku

Serveti çoğaltanlar helâk oldu

Bir Müslümanın zarûrî ihtiyâçlarını karşılamak ve fakîrlere yardım etmek için, çalışıp, helâl kazanması iyidir, sevaptır. Peygamberlerden Süleymân aleyhisselâm ve Eshâb-ı kirâmdan, hazret-i Osmân ve Abdurrahmân bin Avf hazretleri, mâl ve mülk sâhibi idiler. Bu servetleri, sahâbîlik derecelerinin azalmasına sebep olmadı. Resûlullah efendimiz fakîrliğin sıkıntısına katlanabildiği için, fakîrliği tercih etti. Fakîrlik,…

Devamını oku

Sabırlı değil, tahammüllü denir

Allahü teâlâ, insanlara, dâimâ merhametle, şefkat ve af ile muâmele etmeyi, kendilerine fenâlık yapanları affetmeyi, dâimâ güler yüzlü ve tatlı sözlü olmayı, sabırlı hareket etmeyi, işlerinde dâimâ dostlukla anlaşmayı emretmektedir. Peygamber efendimizin dâimâ sulhu tavsiye ettiğini, kendisine karşı çıkanlara bile şefkat elini uzattığını, bütün dünyâ târîhleri yazmaktadır. İlmi, aklı, ihlâsı…

Devamını oku