Ben dînimden vazgeçmem

Sa’d bin Ebî Vakkas hazretleri, dünyada iken Cennetle müjdelenen on sahabîden biridir. İlk Müslüman olanların yedincisidir. Onyedi yaşında iken hazret-i Ebû Bekir’in vasıtasıyla Müslüman olur. İman etme hâdisesi şöyle rivâyet edilir: Müslüman olmadan önce bir rüyâ görür. Rüyâsında kendisi zifiri bir karanlığın içinde iken, birdenbire her tarafı aydınlatan parlak bir…

Devamını oku

Amel, îmânın şartı değildir

İmân, Müslümânlık esâslarını kabûl etmek ve bütün hükümlerine uymakta kusûr etse bile, saygı göstermek olduğundan, Müslümânlığın temelidir. Amellerden farzların farz olduğuna, harâmların da harâm olduğuna inanmak da îmândandır ve temeldir. İbâdetleri yapmamak ve harâmlardan sakınmamak, îmândan değildir. Şayet amel yani ibâdetleri yapmak, haramlardan sakınmak, îmândan bir parça olsaydı, günâh işleyen…

Devamını oku

Akıllı, insaflı kimse, inkâr edemez

Allahü teâlâ insana, yarattığı diğer varlıklardan farklı olarak ve insana kıymet vererek, iyiyi kötüden ayıran bir kuvvet ihsân etmiştir. Bu kuvvete akıl denmektedir. Buna karşılık olarak da, insanlara faydalı vazîfeler yüklemiş, emir ve yasakları ile muhatap kılmıştır. Bu emir ve yasaklarını bildirmek için de, Peygamberler göndermiştir. İnsan, dünyâdaki hayât mücâdelesini…

Devamını oku

İslâmiyette îmân etmek esâstır

İslâmiyette esas olan, inanmak, îmân etmektir. Îmân ise, kalbin inanması demektir. İnanılacak ve yapılacak şeylerin neler olduğunu bilmek için, önce ilim lâzımdır. Bunları öğrenip îmân ettikten sonra, ameldeki kusûrlar affolabilir. Zira dînimiz, amel edilmese bile, îmân etmenin insana faydalı olduğunu, âhırette Cehennem azâbından kurtaracağını bildirmektedir. Fakat îmân etmeden yapılan amellerin,…

Devamını oku

Îmân etmek kolay, korumak zor

Müslüman olmayan herhangi bir kimsenin îmân etmesi, zor değildir, hatta çok kolaydır. Mahlûklardaki hesaplı nizâma, düzene bakmak ve bunlardaki incelikleri düşünmek, zaten herkese vâcibdir. Atomdan güneşe kadar bütün varlıklardaki düzen, birbirlerine bağlılıkları, bunların kendiliklerinden tesâdüfen var olmadıklarını, bilgili, hikmetli ve sonsuz kuvvetli bir varlık tarafından yaratıldıklarını açıkça göstermektedir. Aklı başında…

Devamını oku

Bana bir harf öğretenin kölesi olurum

Hazret-i Ali, Peygamber efendimizin amcası Ebu Talib’in oğlu, Hulefa-i raşidinin ve Cennetle müjdelenen on kişinin dördüncüsüdür. Resûlullah efendimizin damadı, Ehl-i beytin birincisidir. Künyesi Ebü’l-Hasen ve Ebu Türabdır. Puta tapmadığı için Kerremallahü Vecheh; kahraman ve cesur olmasından, dönüp dönüp düşmana saldırmasından dolayı Kerrar; Allahü tealanın arslanı manasına Esedullah-il-Galib ve Haydar; Allahü…

Devamını oku