İnsanı kibre sürükleyen hâller

Kibir; kişinin kendisini başkasından üstün görmesidir. Kötü bir huydur ve harâmdır. Hâlıkını, Rabbini unutmanın alâmetidir. Hadîs-i şerîfte; (Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennete girmez) buyuruldu. İnsânı kibre, kibirli olmaya sürükleyen hâller, İslâm âlimleri tarafından şu şekilde bildirilmiştir: 1- Güzellik ve yakışıklılık. Hâlbuki güzellik, insanda kalıcı değildir, çabuk gider. Zâhirin…

Devamını oku

Allahü teâlâyı hatırlamak, zikirdir

Zikretmek, Allahü teâlâyı hâtırlamak demektir. Bu da, kalb ile olur. Zikredince, kalb temizlenir. Yani kalbden dünyâ sevgisi çıkar, Allahü teâlânın sevgisi yerleşir. Kalb hastalığının ilâcı, İslâmiyetin emirlerine uymak, yasaklarından sakınmak ve Allahü teâlâyı çok zikretmek yanî ismini, sıfatlarını hâtırlamak, kalbe yerleştirmektir. Ahzâb sûresinin 35. âyetinde meâlen; (Allahı çok zikreden erkeklerin…

Devamını oku

Dünyâ ve âhıret saâdetine kavuşmak

Dünyâda ve âhırette saâdete kavuşmak, râhat ve neşeli yaşamak için Müslümân olmak lâzımdır. Dünyâda da, âhırette de râhat ve mes’ûd yaşayanlar ancak, Peygamberlere uyanlardır. Râhata, saâdete kavuşmak için, Müslümânım demek, Müslümân görünmek yetişmez. Müslümânlığı iyi öğrenmek, onu doğru anlamak ve yapmak, ona uymak lâzımdır. Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretleri buyuruyor ki:…

Devamını oku

Bid’atlerin hepsi dalâlettir!..

Bid’at, Arapça bir kelimedir ve önceden olmayıp sonradan ortaya çıkarılan her şey demektir… Dinde bid’at, Eshâb-ı kirâm ve Tâbi’în zamânından sonra, Resûlullah efendimizin izni olmadan, dinde yapılan eklemeler ve noksanlıklar, yani ibâdet olarak yapılan, sevap olduğu düşünülen değişiklikler demektir. Dinde reform, dinde bid’at demektir. Her bid’at, sünneti değiştiriyor ve değiştirmek…

Devamını oku

Cehennem, küfrün, inkârın karşılığıdır

Cehennemde sonsuz olarak kalmak, küfrün, inkârın karşılığıdır. Günâh işleyen Müslümân, Allahü teâlânın kabâhatli kullarıdır. Bunlar, yaramaz, suçlu çocuğa benzer. Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: “Cehennemde sonsuz olarak yanmak, küfrün karşılığıdır. Burada denilir ki, bir kimse, îmânı varken, kâfirlerin ibâdetlerine, âdetlerine, bayramlarına kıymet verirse, âlimlerimiz, bu kimsenin îmânının gideceğini,…

Devamını oku

Adâletle ihsânı karıştırmamalı!..

Adâlet; her işte hakkı gözetmek, orta yolu tutmak, haklıya hakkını vermek, haksızlıktan sakınmak diye tarif edilmektedir. Bu tarifin dışında adâletin, iki şekilde tarifi daha vardır. Bunlardan birincisi; adâlet, bir âmirin, bir hâkimin, memleketi idâre için koyduğu kanun, çizdiği hudut içinde hareket etmektir. İkinci tarife göre adâlet; kendi mülkünde olanı kullanmak…

Devamını oku