Âhiret gününe inanmak lâzımdır

İmân edilmesi lâzım olan şartlardan birisi de, âhiret gününe inanmaktır. Bu zamânın başlangıcı, insanın öldüğü gündür ve kıyâmetin sonuna kadardır. Kıyâmetin ne zamân kopacağı bildirilmedi, zamânını kimse anlayamadı. Fakat Peygamber Efendimiz, birçok alâmetlerini ve başlangıçlarını haber vermiştir. Bunlardan bazıları şunlardır: “Hazret-i Mehdî gelecek, Îsâ aleyhisselâm gökten Şâm’a inecek, Deccal çıkacak.…

Devamını oku

Arzu ettiklerin, mâbûdun olur!..

Mâbûd; sözlük, lügat anlamı itibari ile, kendisine ibâdet olunan, tapınılan anlamındadır. Bir mahlûka ibâdet etmek, taş, ağaç, güneş, yıldız, inek, insan, heykel, resim gibi bir mahlûkta, ülûhiyyet, ilâhlık sıfatı bulunduğuna inanarak, ona itâat etmek, yalvarmak demektir. Böyle inanmaya şirk ve inanan kimseye müşrik denir. Bu şeylere şerîk, mâbûd, put denir.…

Devamını oku

Vakti boşa geçirmek

İnsana verilen ömür, bir fırsattır. Fırsat ise ganîmettir. İnsanın, kendisine verilen ömrü, faydasız işlerle telef etmemesi, âhırette pişman olacağı şeylere sarf etmemesi gerekir. Kişi ömrünü, Allahü teâlânın rızâsına uygun olan yerlerde kullanması lâzımdır. Dünyâ işlerine zarûret kadar çalışıp, diğer vakitleri, kalbi toparlamaya sarf eylemek gerekir. Nizâmüddîn-i Evliyâ hazretleri, bir talebesine…

Devamını oku

İstediğini yap, karşılığını göreceksin!

Allahü teâlâ, her çalışana çalıştığının, her iyilik yapana iyiliğinin ve her kötülük yapana da kötülüğünün karşılığını, elbette verir. Herkes istediğini yapar, yaptıklarının da karşılığını bulur. Zerre kadar iyilik veya kötülük yapana, karşılığı verilecektir. Hiç kimsenin yaptığı iyilik ve kötülük, karşılıksız kalmayacaktır. Zilzâl sûresinin 6, 7 ve 8. âyetlerinde meâlen; (O…

Devamını oku

Aklı olan, yaratanı inkâr edemez!..

Aklı olan kimse, cansız bir cismin hareket ettiğini görünce, bunu hareket ettiren bir kuvvetin varlığını anlar. Durmakta olan bir cismin, kendiliğinden hareket edemeyeceğini ve ancak dışarıdan bir kuvvetin bunu harekete getireceğini bilir. Demek ki, cansız bir cismin, hareket etmesi, bunu harekete getiren bir kuvvetin varlığını akıl sâhiplerinden gizlemiyor. Hareket eden…

Devamını oku

Allahü teâlânın rızâsını seçtim

Dünyâda ve âhırette saâdete kavuşmak, rahat, neşeli yaşamak için Müslümân olmak lâzımdır. İmânı olan ve İslâmiyyetin hükümlerine uyan, harâmlardan sakınıp, ibâdetleri yapan kimseye, Müslümân denir. Dünyâ ve âhıret saâdetlerinin başı, en iyisi, Allahü teâlânın rızâsına, sevmesine kavuşmaktır. Allahü teâlâya yakın olmak, Onun sevmesine kavuşmak demektir. İbâdetin kabûl olması için, niyyetin…

Devamını oku