Âhirete sermâyesiz gitme!

İnsanın sermâyesi, kendisine verilen ömrüdür. Bu sermâye, o kadar kıymetlidir ki, her çıkan nefes, hiçbir şeyle tekrâr ele geçemez, geri gelmez ve nefesler de sayılıdır, azalmaktadır. Ecel gelince, bir gün izin istense de, verilmez. Bu ni’met elde iken, çok dikkat etmeli ve sermâyeyi elden kaçırmamalıdır. Sonra ağlamak, sızlamak, fayda vermez.…

Devamını oku

Evliyâlık, hârikalar göstermek değildir!

Ârif; lügat, sözlük anlamı itibari ile, bilen, tanıyan, ilim ve irfân sâhibi anlamındadır. Tasavvuf ilminde ârif; Allahü teâlânın rızâsını kazanmış, Ondan başkasının sevgisini kalbinden çıkarmış, kemâle ermiş, olgunlaşmış velî zâta denir. Böyle zâtlara, Ârif-i billah denir. Ma’rifet, Allahü teâlâyı ve sıfatlarını anlamak, tanımak demektir. Allahü teâlâyı tanınmak, yalnız Onun var…

Devamını oku

Cehennemden kurtulmak için

Allahü teâlânın emirlerini yapmamak, kalbin bozukluğundandır. Kalbin bozuk olması, İslâmiyyete tam inanılmamasından ileri gelmektedir. Mü’min olmak için, yalnız Kelime-i şehâdeti söylemek kâfi değildir. Zira kalbinden inanmadığı hâlde, inanmış görünen münâfıklar da bunu söylemektedir. Kalbde îmân bulunduğuna alâmet, İslâmiyyetin emirlerini seve seve yapmak ve yasak ettiklerinden de aynı şekilde uzaklaşmaktır. İmâm-ı…

Devamını oku

Hidâyeti veren, Allahü teâlâdır

Hidâyet; doğru, doğru yolu gösterme, Allahü teâlânın râzı olduğu yolda bulunma anlamına gelmektedir. Ayrıca hidâyet; cenâb-ı Hakkın insanın kalbinden her sıkıntı ve darlığı çıkarıp, yerine rahatlık, genişlik verip, kendi emirlerine, yasaklarına uymada tam bir kolaylık ihsân etmesi, kulun rızâsını kendi kazâ ve kaderine tâbi eylemesi diye de tarif edilmektedir. Nisâ…

Devamını oku

Hidâyete iki şekilde kavuşulur

İnsanları hidâyete, doğru yola kavuşturan, yalnız Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, dilediğini ihsân ederek, hidâyete kavuşturmakta, dilediğini dalâlette bırakmaktadır. Dalâletten kurtulmak, ebedi saâdete kavuşmak isteyenlerin duâlarını, adâleti ile kabûl etmekte ve onları doğru yola kuvuşturmaktadır. İslâmiyeti işitmeyen çok kimse, akılları ile, bozulmuş, uydurulmuş dinlere ve din adamlarına aldanmamışlar. Astronomide, fen bilgilerinde…

Devamını oku

Peygamberler, lâzım olanları bildirir

Peygamberler, Allahü teâlânın varlığını, birliğini, emir ve yasaklarını, insanlara bildirmekle vazifelidirler. İnsanların çoğu, gördüklerine, duyduklarına, göründüğü gibi inanıp, inceliklerini anlayamadıklarından, Allahü teâlâ, gönderdiği kitâplarında, varlığına, büyüklüğüne alâmet olan, mahlûklarının en büyükleri, en açıkta bulunan ve düzgün görünen ayı, güneşi, yıldızları, her çeşit insanın anlayabilmesi için, göründükleri gibi târif buyurmuştur. Bunların…

Devamını oku