Ümit etmeli ama emîn olmamalı!

Müslüman, Allahü teâlâdan korkmalı, Onun rahmetinden ümîdi kesmemelidir. Ümît, korkudan çok olmalıdır. Böyle olanın ibâdetleri zevkli olur. Gençlerde korkunun, ihtiyârlarda, hastalarda ümîdin dahâ fazla olması lâzımdır denilmiştir. Korkusuz ümît ve ümîtsiz korku câiz değildir. Çünkü korkusuz olmak emîn olmaya, ümîtsiz olmak da, insanı ye’se, ümitsizliğe sürükler ki, bunun her ikisi…

Devamını oku

Ana-babasını râzı eden, beni râzı etmiş olur

Ana-babaya iyilik etmek, onları zarardan ve sıkıntıdan korumak farz-ı ayndır. Ana-baba kâfir de olsalar, onlara iyilik etmek, hizmet etmek farzdır. Allahü teâlânın rızâsı, dinine bağlı olan ana-babanın rızâsına bağlıdır. Allahü teâlânın gazabı, dinine bağlı olan ana-babanın gazabındadır. Peygamber efendimiz; (Cennet ana-babanın ayağı altındadır) buyurmuştur. Yâni, insana dinini îmânını öğreten ananın-babanın…

Devamını oku

Sıkıntısı olan, çok istiğfâr okumalı

Kalbi temizlemek, dünyâda ve âhırette saâdete kavuşmak, dertlerden, belâlardan, düşman şerrinden kurtulmak, ni’metlere kavuşmak için, her Müslümânın, her gün kalb ile tövbe etmesi, bu tövbeyi söylemesi lâzımdır. Bunu söylemeye istiğfâr denir. Çok istiğfâr okumalıdır. Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretleri buyuruyor ki: “Dertlerin, belâların gitmesi için, kalb ile istiğfâr okumak çok faydalıdır.…

Devamını oku

Müslümana hüsn-i zân etmeli

Hüsn-i zân, bir kimsede görülen hatayı, iyiye yorumlamak ve onun hakkında iyi düşünmek demektir. Bir Müslümanın kusûrunu görünce, ona hüsn-i zân etmek yani o kusûru, hatayı, iyiye yorumlamak ve onun hakkında iyi düşünmek lâzımdır. Vaktiyle beş vakit namazını hazret-i Ömer’in arkasında kılan ve Onun sevgisini kazanmış olan bir genç varmış.…

Devamını oku

Günahta kul hakkı da varsa!

Her Müslümanın, Allahü teâlânın emrettiği ibâdetleri seve seve yapması, yasak ettiklerinden de aynı şekilde sakınması lâzımdır. Bilhassa kul hakkına dokunmamaya, hakkı olanları ödemeye, titizlikle çalışmalıdır. Üzerinde kimsenin hakkı kalmamasına çok dikkat etmelidir. Hakkı dünyâda ödemek kolaydır. Nezâket ile, yumuşaklıkla haktan kurtulmak mümkün olur. Fakat, âhırette, iş böyle değildir. Orada, hak…

Devamını oku

Dinde yapılan her değişiklik, bid’attir

Bid’at, dinde sonradan yapılan şey demektir. Peygamber efendimizin ve Onun dört halîfesinin zamânlarında bulunmayıp da, onlardan sonra, dinde meydâna çıkarılan, ibâdet olarak yapılmaya başlanan şeylerdir. Meselâ namâzlardan sonra hemen Âyet-el-kürsî okumak lâzım iken, önce Salâten tüncînâyı ve başka duâları okumak bid’attir. Bunları, Âyet-el-kürsîden ve tesbîhlerden sonra okumalıdır. Namâzdan, duâdan sonra…

Devamını oku