İlim bulunan yerde Müslümanlık vardır

Ecdâdımız, her zaman toplanırlar, ilmihâl kitaplarını okurlar, dinlerini öğrenirlerdi. Ancak, böyle Müslüman kaldılar. İslâmiyetin zevkini aldılar.       Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz buyurdu ki: (İlim bulunan yerde Müslümanlık vardır. İlim bulunmayan yerde Müslümanlık kalmaz.) Ölmemek için, yemek, içmek lâzım olduğu gibi, kâfirlere aldanmamak, dinden çıkmamak için de, dînini, îmânını…

Devamını oku

Müminin kabri genişler…

Ebû Alî Cürcânî hazretleri, bir gün şunu anlattı cemaate:   Sâlih bir Müslüman öldüğünde, namazı kılınıp kabre konur.   Gâipten bir “ses” duyar.   Mezarı, kabrine;   “Ey kabir! Bu, sâlih bir Müslümandır. Onu sakın tahkîr eyleme! O, Rabbine inanıp ibâdetlerini yaptı… Hep İslâm’a uygun yaşadı. Emr-i mâruf yaparak dînine hizmet…

Devamını oku

Kimse rızkını yiyip bitirmeden ölmez!

“Allah korkusunu sermaye edinen, rızkına ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur.”       İbn-i Berhân hazretleri Şafiî fıkıh âlimidir. 479 (m. 1087) senesinde Bağdad’da doğdu. Geniş bir ilme sahipti. Fıkıh ve usûl ilimlerinde derin bir âlimdir. Nizamiye Medresesi’ne müderris olarak tayin edildi. Kıymetli kitapları vardır. 520 (m. 1126) senesinde vefât etti.…

Devamını oku

Haccın farz olmasının şartları

Bir kimseye haccın farz olması için, haccın vücub şartlarının o kimsede bulunması lazımdır.       Sual: Bir kimseye haccın farz olması için, o kimsede ne gibi şartların bulunması gerekir?   Cevap: Bir kimseye haccın farz olması için, haccın vücub şartları diye bildirilen şartların o kimsede bulunması lazımdır ki bunlar sekiz…

Devamını oku

Hindistân’daki Türk-İslâm Devletleri -3-

Gazneli Devletinin kurucusu Sultân Mahmûd, Hindistân’da İslâm dînini yayan târihin büyük cihângîrlerindendir…       7- Gazneliler: Gazne’de 962-1187 (H. 351-583) yılları arasında hüküm süren Türk-İslâm devletidir… Sâmânî Devletinin (819-1005) en parlak devirlerinde çok sayıda Türk, gruplar hâlinde Mâverâünnehr yoluyla İslâm dünyâsına getirilmekteydi. 912 yılından îtibâren ise, Sâmânî Devletinin vâli ve komutan kadrolarında Türk…

Devamını oku

Kabir konuşur!..

Horasan evliyâsından Ebû Alî Cürcânî hazretlerine “rahmetullahi aleyh” bir gün;   “Efendim, insan kabre girince hâli nasıl olur?” diye sordular.   Mübârek şöyle anlattı:   Bir kimse vefât edince; onun için değişik bir hayat başlar.   Defin bitip cemaat dağılırken, gidenlerin ayak seslerini işitir.   Mezarında “yalnız başına” kalır.   Amellerinden başka, kimse olmaz…

Devamını oku