Büyüklerin hâllerini inkâr etme, helak olursun!

“Allahü teâlânın öyle sevgili kulları vardır ki, yerlerinde oturdukları hâlde, Kâbe-i muazzamayı tavaf ederler!”       Ürûdek bin Fütyan hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Irak’ta Fırat Nehri kıyısındaki Şa’bâniye köyünde yaşamıştır. 673 (m. 1276) senesinde vefât etti. Kerâmetleri ve menkıbeleri çoktur. Şöyle anlatılır:   “Ürûdek bin Fütyan hazretlerinin talebelerinden bir grubu…

Devamını oku

İlim hakkında kıymetli sözler -1-

Şüphesiz ki, Allahü teâlâ, malı hem dostuna, hem de düşmânına verir, ilmi ise sâdece dostuna lutfeder…           İlim hakkında, hem Kur’ân-ı kerîmde, Rabbimizin kelâmında, hem de hadîs-i şerîflerde, Peygamber Efendimizin mübârek sözlerinde, çok kıymetli beyânlar vardır. Zaman zaman, makâlelerimizde, onlardan bahsettik.   İslâm âlimlerinin de “kelâm-ı…

Devamını oku

Müslümanlar iki kısımdır

Kitaplarda Müslümanların iki kısım olduğu bildirilmektedir ki bunlar; havâs, âlimler ve avâm, câhillerdir.       Sual: Her Müslümanın, kendine lazım olan din bilgilerini temel fıkıh kitaplarından mı öğrenmesi gerekir?   Cevap: Kitaplarda Müslümanların iki kısım olduğu bildirilmektedir ki bunlar; Havâs, âlimler ve avâm, câhillerdir. Dürr-i Yektâ kitabında buyuruluyor ki:   “Avâm,…

Devamını oku

Büyüklere ‘peki’ demek…

Buhara’da yetişen Alâüddîn-i Attâr hazretleri, büyük bir velîydi. 1400 senesinde Buhârâ’nın Cağanyân nâhiyesinde vefât etti.   Çok zengin, soylu bir aileye sâhipti. Gençken Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin huzûruna edeple girerek “Efendim, beni de talebeliğe kabul eder misiniz!” diye ricâ etti. O mübarek zat da buyurdu ki:   “Kabul ederiz, ama bir şartla. Bir…

Devamını oku

Âlimlerin geleceğini inkâr edenler

Âlimlerin geleceğini inkâr edenler   Geçmiş insanların hâllerini, ilimlerini anlayabilmek için, çeşitli yollar vardır…   Sual: İmâm-ı Rabbânî hazretleri gibi zatlara inanmayanlara nasıl cevap vermelidir? Cevap: Geçmiş insanların hâllerini, ilimlerini, cehaletlerini, salah ve dalaletlerini anlayabilmek için, çeşitli yollar vardır: Birincisi: Bir mezheb, bir yol sahibi ise, kurduğu yolu incelemektir. İkincisi: Eserlerini,…

Devamını oku

“Bunu ancak bir avuç toprak doyurur!”

Hâce Nizâmeddîn hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine: Fakîr bir adam oltayla balık tutarken pâdişah bunu görüp; “Oltana ilk takılan şey ne olursa, sana onun ağırlığınca altın vereceğim” dedi. Oltaya bir şey takıldı. Ortası delik bir kemik. Hükümdâr; “Şansın bu kadarmış” dedi. Ve o garibi alıp saraya gitti. Adamlarına; “Bu balıkçıya, şu kemiğin ağırlığınca altın verin!” diye…

Devamını oku