Şükredince ni’metler artar

Şükür, bütün ni’metleri İslâmiyete uygun olarak kullanmak demektir. Ni’met, insana faydalı olan şey demektir. Allahü teâlâya şükretmek ise, Onun dinini kabûl etmek, emrettiklerini yapmak, yasak ettiklerinden de sakınmak demektir. Cehennemden kurtulmak için, itikâtta ve amelde, Muhammed aleyhisselâma uymaktan başka çâre yoktur. İyilik yapana teşekkür edileceğini, herkes bilir. Bu, insanlık îcâbıdır.…

Devamını oku

Îmânı olan, Cehennemde kalmaz

Mü’minlere mükâfât ve ni’met için hâzırlanmış olan Cennet ve kâfirlere azâb için hâzırlanmış olan Cehennem, şimdi vardır. Her ikisini de, Allahü teâlâ, yoktan var etmiştir. Kıyâmette her şey yok edilip, tekrâr yaratıldıktan sonra ebedî olarak varlıkta kalacaklar, hiç yok olmayacaklardır. Suâl ve hesaptan sonra, mü’minler Cennete girince, burada sonsuz kalacaklar,…

Devamını oku

İbâdetin devamlı olanı makbuldür

Namâzın ve bütün ibâdetlerin nasıl yapılacağını, yaparken nelere uyulacağını Allahü teâlâ Peygamberine bildirmiştir. Peygamber efendimiz de, bunları, öğrendiği gibi Eshâbına bildirmiş ve kendi de yapmıştır. Farzları, vâcibleri ve harâmları, Peygamber efendimiz bile değiştirmemiştir ve değiştiremez. Din imâmlarımız bunların hepsini Eshâb-ı kirâmdan  görerek ve işiterek anlamışlar ve kitâplarına yazmışlardır. Allahü teâlâya…

Devamını oku

İnsanı neticeye, sabır ulaştırır

Sabır; yüzü ekşitmeden başa gelen dert ve musîbeti yudum yudum içine sindirebilmektir. Sabır; emirleri yapmakta, yasaklardan sakınmakta, başa gelen belâ ve musîbetlerde tahammül etmek, katlanmaktır. Abdullah Mürteiş hazretleri; “Bütün işlerin netîcesinin sıhhatli ve faydalı olabilmesi için iki şart vardır: Sabır ve ihlâs” buyurmuşlardır. Sabır, dinin yarısı, namaz ise dinin direğidir.…

Devamını oku

Zekâtı verilen mal artar

İslâmın beş şartından biri, malın zekâtını vermektir. Zekât vermek, elbette lâzımdır. Zekâtı seve seve ve İslâmiyyetin emrettiği kimselere vermelidir. Bütün ni’metlerin, malların hakîkî sâhibi olan Allahü teâlâ, zenginlere verdiği ni’metlerin kırkta birini, Müslümânların fakîrlerine vermelerini, buna karşılık, çok sevâp, kat kat mükâfât vereceğini ve; (Zekâtı verilen malı elbette arttırırım ve…

Devamını oku

İsrâf ederek hayır yapılmaz

İsrâf, malı telef etmek, faydasız hâle getirmek, dîne ve dünyânın mübâh olan işlerine faydalı olmayacak şekilde sarf etmektir. İsrâf, Allahü teâlânın verdiği nîmeti hakîr görmek, nîmete kıymet vermemek, nîmeti elden kaçırmak, kısaca küfrân-ı nîmet etmek yâni  şükretmemektir. Bu ise, nîmeti verenin, azarlamasına ve azâb etmesine sebeb olur. Nîmetin kıymeti bilinmeyince,…

Devamını oku