Bana bir harf öğretenin kölesi olurum

Hazret-i Ali, Peygamber efendimizin amcası Ebu Talib’in oğlu, Hulefa-i raşidinin ve Cennetle müjdelenen on kişinin dördüncüsüdür. Resûlullah efendimizin damadı, Ehl-i beytin birincisidir. Künyesi Ebü’l-Hasen ve Ebu Türabdır. Puta tapmadığı için Kerremallahü Vecheh; kahraman ve cesur olmasından, dönüp dönüp düşmana saldırmasından dolayı Kerrar; Allahü tealanın arslanı manasına Esedullah-il-Galib ve Haydar; Allahü…

Devamını oku

Sana bir hâtun nasip olacak ki…

Hazret-i Osmân, Müslüman olmadan önce ticâretle uğraşırdı. Zengin bir tüccar olup, mükemmel ve zarif bir cemiyet insanı idi. Kabîlesi arasında geniş bir çevresi ve büyük îtibârı vardı. İslâmiyet gelmeden önce, hazret-i Ebû Bekir ile yakın arkadaş ve dost idi. Ona karşı içten bir sevgi besler, iş husûsunda da görüşüp konuşurlardı.…

Devamını oku

İbâdetlerin de sureti ve aslı vardır

İslâmiyetin sûreti ve hakîkati vardır. Bu ikisine birlikte din denir. Sûret denilen dînin bilinen emirleri ve yasaklarıdır. Hakîkat de, İslâmiyetin içyüzüdür. Kabukla özün her biri, İslâmiyetin parçasıdır. Zâhir bilgileri edinen âlimler, İslâmiyetin yalnız kabuğunu öğrenmişlerdir. Ulemâ-i râsihîn ise, İslâmiyetin kabuğunu ve özünü birlikte elde etmişler, sûret ile hakîkati bir araya…

Devamını oku

İnsanlar Allahü teâlânın ıyâlidir

Bir insanın başka bir insana yardım, iyilik etmesi Allahü teâlânın en çok sevdiği bir hâldir. İyilik, para, vücut, fikir yardımı ve çeşitli yollarla olur. İnsanın elinden hiçbir yardım gelmezse, Allahü teâlânın kullarına, güler yüz gösterirse, onun bile sevâbı vardır. Allahü teâlâ; (Benim kullarıma yardım edene, ben fazlasiyle yardım ederim) buyuruyor.…

Devamını oku

Yolumuzun temeli sohbettir

Sohbet, bir kere de olsa, berâber bulunmak demektir. Hazânetür-rivâyâtta diyor ki: “Din âliminin bir saat kadar sohbetinde bulunmak, yediyüz sene ibâdet etmekten daha hayırlı olduğu Mudmerâtta yazılıdır.” Hazret-i Alî’nin, bizzat Resûlullah efendimizden işiterek bildirdiği hadis-i şerifte; (Kırk gün içinde bir âlim meclisinde bulunmayan bir kimsenin kalbi kararır. Büyük günâh işlemeye…

Devamını oku

Beni bilen bilir, bilmeyen bilsin ki…

İslâmiyetten önceki Mekke toplumunda doğup büyüyen hazret-i Ömer, çok heybetli, cesur ve kuvvetli idi. Hitâbetinin üstünlüğü ve ata binmekteki mahareti ile meşhûr olmuştur. Müslüman oluşu şöyle anlatılır: Hazret-i Hamza’nın îmâna gelişi, Müslümanları sevindirmiş, müşrikleri ise üzmüştü. Müşriklerin ileri gelenleri; -Muhammed’in adamları çoğalıyor. Bunu önlemeye çare bulalım, derler. Ebû Cehil; -Muhammed’i…

Devamını oku