İnsanın ölüm ânındaki hâli

İmâm-ı Gazâlî hazretleri, insanın ölüm ânındaki hâlini, rûhun bedenden ayrılışını şöyle anlatmaktadır: “Allahü teâlâ, insanı hayâtı boyunca, dünyâda durdurur. Belli olan eceli gelinceye, rızkı tükeninceye ve ezelde takdîr edilmiş olan amelleri bitinceye kadar, dünyâda durur. Dünyâdaki ölümü yaklaştığı vakit, dört melek gelir. Bunların biri, rûhunu sağ, diğeri sol ayağından ve…

Devamını oku

İman etmekte tereddüt etmedi…

Hazret-i Ebû Bekir’in Müslüman oluşu ile ilgili çeşitli rivâyetler mevcuttur. Bir rivâyete göre hazret-i Ebû Bekir, ticâret maksadıyla Yemen’e gider. Orada Ezd kabilesinden, çok kitap okumuş ve yaşlı bir ihtiyâra rastlar. Bu ihtiyâr hazret-i Ebû Bekir’e bakıp; -Zannederim ki sen Mekke halkındansın, der. Hazret-i Ebû Bekir; -Evet, öyledir, der ve…

Devamını oku

Rehber, ehl-i sünnet âlimleridir

İnsanın diğer varlıklardan en büyük farkı, rûhunun bulunması, düşünebilmesi, bütün olayları aklı ile muhâkeme edebilmesi, karar vermesi, bu kararı uygulayabilmesi, iyilik ve kötülüğü ayırabilmesi, hatâ işlediğini anlayabilmesi, bunun için pişmanlık duyması ve benzeri gibi üstünlüklerdir. İnsan, kendisine verilen bu özellikleri, kendi başına ve hiçbir rehber, yol gösterici olmadan, kullanamamış, kendi…

Devamını oku

Her evliyâ, rehber olamaz!..

Bir kimse, hiç kitâp okumadan ârif, velî olabilir. Hatta âyet-i kerîmeleri bile tefsir edebilir. Fakat böyle bir kimse, insanlara rehber olamaz, yol gösteremez ve buna da tâbi olunmaz. Çünkü rehberin, din ilimlerinde ictihâd derecesine yükselmiş olması ve ma’rifette yani Allahü teâlâyı tanımanın, vilâyet-i hâssa-i Muhammediyye denilen mertebesinde bulunması lâzımdır. Rehberin…

Devamını oku

Allah için fedâ etmek

İmân ile küfür birbirlerine zıt olduğu gibi, âhiret de, dünyânın zıddıdır. Dünyâ ve âhiret bir araya getirilemez. Âhireti kazanmak için, dünyâyı yani harâmları terk etmek lâzımdır. Dünyâyı terk etmek, iki türlü olur: Birisi, bütün harâm olan şeylerle berâber, mubâhları da yani günâh olmayan lezzetlerin çoğunu da bırakıp, yaşamak için zarûrî…

Devamını oku

Mekânlar, içindekilerle değer kazanır

İnsan, sadece görünen et ve kemikten meydana gelen beden değildir. Bu bedenin insan olarak kıymet, değer kazanması, bedende mevcut olan rûh sebebi iledir. İnsan ile hayvanlar arasındaki en büyük fark, insanın rûhudur. İnsanlarda rûh vardır. İnsanlık şerefi hep bu rûhdan gelmektedir. Bu rûh, ilk olarak, Âdem aleyhisselâma verildi. Hayvanlarda bu…

Devamını oku