Mübârek zamanları fırsat bilmeli

Allahü teâlânın Muhammed aleyhisselâma ve Onun ümmetine ihsân ettiği mübârek zamanların kıymetini bilmeli, ele geçen fırsatları değerlendirmelidir. Zira bu dünyâ, âhıretin tarlasıdır. Burada tohumlarını ekmeyip yiyenler, böylece bir tohumdan kat kat meyve kazanmaktan mahrûm kalanlar, ne kadar tâlihsizdirler Kardeşin kardeşten kaçacağı, ananın evlâdını tanımayacağı mahşer günü için, hazırlık yapılmıyor. Aklı…

Devamını oku

Farzların yanında, nâfilenin kıymeti yoktur

Farzları vaktinde yapmayıp, nâfile ibâdetleri yapanın, bu nâfileleri kabûl olmaz. Çünkü bu kimse, Allahü teâlânın emrini yapmayıp, kendi nefsinin arzûlarını yapmaktadır. Zekât vermeyince, fakîrin hakkı gasbedilmiş oluyor. Zekât vermeyen zengin, binlerce fakîrin hakkını gasbetmiş olduğu ve Allahü teâlânın emrini yapmadığı için, bunun bütün hayrâtı, hasenâtı kabûl olmuyor. Borcunu ödemeyen de,…

Devamını oku

Mübârek gün ve geceleri ihyâ etmek

Dinimizde, Cuma, Arefe, Bayram, Kadir, Berât, Mi’râc, Aşûre, Mevlid ve Regâib gecelerinde ibâdet etmek çok sevaptır. Rıyâd-un-nâsıhîn kitâbında buyuruluyor ki: “Büyük İslâm âlimi, imâm-ı Nevevî hazretleri, Ezkâr kitâbında, ‘gecenin oniki kısmından bir kısmını yani bir sâat kadar ihyâ etmek, Kur’ân-ı kerîm okumak, namâz kılmak, duâ etmek, bütün geceyi ihyâ etmek…

Devamını oku

Başarı, öldükten sonra işe yarayandır!..

İslâmiyyet; ilim, amel ve ihlâs olmak üzere üç kısımdır. Emirleri ve yasakları öğrenmek, öğrendiklerine tâbi olmak ve bunları yalnız Allahü teâlânın rızâsı için yapmak lâzımdır. Kur’ân-ı kerîm, bu üçünü emretmekte ve övmektedir. Cenâb-ı Hak, bu dünyâda kendi rızâsı için yapılan her ibâdeti ve ameli kabûl eder. İnsânlara gösteriş için, onlara…

Devamını oku

İbâdetlerin efdali, fıkıh öğrenmektir

İmân edilecek şeyleri, farzlardan, harâmlardan meşhûr olanları, lüzûmu kadar öğrenmek farzdır. Bunları öğrenmemek harâmdır. İşitip de, öğrenmeye ehemmiyyet vermemek küfür olur, îmânı giderir. Cehlin ilâcı, çalışıp öğrenmektir. Hadis-i şerifte; (İlim öğreniniz. İlim öğrenmek, ibâdettir. İlim öğretene ve öğrenene cihâd sevâbı vardır) buyuruldu. Her mü’mine, birinci farz olan şey, îmânı, farzları,…

Devamını oku

Her şey, Allahü teâlânın rızâsı için olmalı

Dinimizde, bir Müslümânın, Müslüman veya gayr-i müslim, İslâm memleketinde veya gayr-i müslim memleketlerinde kısaca nerede olursa olsun, hiçbir insanın mâlına, canına, ırzına, nâmûsuna dokunması, câiz değildir. İslâm memleketinde yaşayan gayr-i müslimler ve başka memleketlerden gelen gayr-i müslim turistler, tüccârlar, Müslümânların hak ve hürriyetlerine mâliktirler. Kendi dinlerinin îcâblarını yani ibâdetlerini yapmakta…

Devamını oku