Ehl-i sünnet âlimlerine uyana müjdeler olsun

Eshâb-ı kirâmın ve Ehl-i beytin hepsini sevmek, saymak lâzımdır. Muhammed bin Hüseyn Ezdî hazretleri hadis hafızıdır. Musul’da doğdu, sonra Bağdat’a giderek zamanın meşhur âlimlerinden hadis ilmi tahsil etti. Sonra tekrar Musul’a dönerek burada talebe yetiştirdi. 374 (m. 985)’de orada vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı: Sonsuz kurtuluşa kavuşabilmek için, üç…

Devamını oku

Haset eden mesut olamaz, gıpta eden ise kazanır!

Nimet sahibinin nimetlerinin devamını istemek, aynı nimetlerin kendisinde de olmasını arzu ve temenni etmek, haset olmaz. Buna gıpta etmek, imrenmek denir. Haset; kıskanmak, çekememek demektir. Yani, Allahü teâlânın birine vermiş olduğu nimetin ondan gitmesini istemek demektir. Haset etmek kötü huylardandır ve haramdır. Nimet sahibinin nimetlerinin devamını istemek, aynı nimetlerin kendisinde…

Devamını oku

“Dîne hizmet eden çok şükretsin!”

Bir gün hırsızın biri, büyük âlim Muhammed bin İsmâil hazretlerinin arkasından sessizce yaklaşıp, cebinden bir miktar para aldı. Ama o, paraları avcuna aldı. Elinin parmakları kilitlendi. Çok uğraştı, ama açamadı. Hiç böyle şey olmamıştı önceden. Düşününce anladı hatâsını… Yanlış kapı çalmıştı… Bin pişmân olarak huzûruna geldi ve; “Affedin beni efendim,…

Devamını oku

Özür kabul eden ve affeden derviştir…

Dost, düşman, herkesi güler yüz ve tatlı dil ile karşılamalı, hiç kimse ile münâkaşa etmemelidir. Lâlîzade Abdülbaki Efendi, Lâli Mehmed Fenaî Efendinin oğu olup Bayramîye şeyhlerindendir. Edirne’de doğdu. Önce babasından, onun vefatından sonra da İstanbul’a giderek Şeyh Murad Nakşibendi’den sülûkünü tamamladı. 1159 (m. 1746)’da İstanbul’da vefat etti. Buyurdu ki: Her…

Devamını oku

Silsile-i aliyye ne demektir?

Behaeddin-i Buhari, İmam-ı Rabbani gibi zatların da içinde bulunduğu silsileye, (Silsile-i aliyye) yani “yüksek silsile” denmiştir. “Silsile” kelimesi, “Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra, halka” anlamına gelir. Mürşid-i kâmil yani âlim ve evliya olan zatlar, yetiştirdikleri ve artık başkalarını yetiştirebilecek hâle gelen talebelerine, halifelik ve icazet verirler. Sonra…

Devamını oku

Radyo dinlemek, televizyon izlemek

Radyo ve filmler, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri bildirirse, dinlemek ve seyretmek günah olmaz. Sual: Çeşitli programları, haberleri radyodan dinlemenin ve yine televizyondan izlemenin seyretmenin bir mahzuru olur mu? Cevap: Radyo, sinema, televizyon neşir, yayın vasıtasıdır. Bunlar da, kitap, gazete, dergi gibidirler. Bunlar, tabanca gibi, bir vasıta, bir alettir. Tabancayı, zararsız…

Devamını oku